Erzurum’da kime sorarsanız sorun mutlaka Kavak, dağ, Şehitler ve Sanayi mahalleleriyle ilgili hatıraları vardır. Tıpkı Erzurum gibi…

Şehre gelen hemen hemen her siyasetçinin de mutlaka Erzurum ile ilgili hatıraları, yaşanmışlıkları vardır.

‘Erzurum’un yeri bizim için ayrıdır’ veya ‘Erzurum unutulacak bir şehir değildir’ veya ‘Erzurum vatanın daima borçlu kaldığı şehirdir’ gibi iltifat içeren cümleler her zaman her şartta siyasilerin dilinden dökülür. Sanırsınız ki, ülkenin kalbi de beyni de Erzurum’dur. Ama ne yazık ki Erzurum, herkese her şeye uzak şehirdir. Erzurumlulara bile. Boyutundaki iller sürekli atılım yaparken, Erzurum sürekli geriye gider. Sebebi herkese göre farklıdır.

1996 yılında Refah partisinin iktidara gelmesiyle o dönemin ilk kademe belediye başkanı olan Selahattin Parlak, gecekonduyu önleme veya durdurma projesiyle sahaya çıktı. Dağ, Şehitler, Kavak, Sanayi mahalleleri ayağa kaldırılacak ve bu mahalleler şehrin çekim merkezi olacaktı. Bunun için Sanayinin sonunda insan gitmeyen yerlere adı Hilal kent olacak olan Soğuk çermik dağlarında ilk konutlar yapıldı. Herkes Hilal kentin şehre doğru ilerleyeceğini beklerken, Hilal kent konutları şehrin dışına doğru ilerledi. Bugün 30 bin kişinin yaşadığı bir semt oldu.

Aynı dönemde Refah partisinin elindeki İstanbul, Konya ve Kayseri de büyük bir yatırım hamlesi başladı. Biz de ise bırakın gecekonduyu önlemeyi yepyeni bir semt meydana geldi. Gecekondularla dolu semtler başka bahara kaldı… Aradan yıllar geçti. Yakın zaman önce AKP hükümeti tarafından yüzyılın projesi olarak açıklanan 500 bin konut projesinde Şehitler mahallesindeki Yanık dere mevkine 29 bloktan oluşacak 2 bin 16 kişinin yaşayacağı Toki konutları yapılacağı duyuruldu. Herkesin hatıralarının olduğu o semtlerde tek teselli bu..!

Dünler hep hayal kırıklığı oldu Erzurum için. Dönelim bugüne. Bugün Erzurum, ekonomik anlamda zor günler geçiriyor. Gün geçmiyor ki bir firmanın konkordato ilan ettiğini duymayalım. İnşaat, taahhüt, gıda, mobilya, imalat, akaryakıt, lojistik, perakende ve hizmet sektörlerinde şehirde sürekli daralmalar oluyor. Borç vadesini çevirememe, faiz yükünün taşınamaması en temel gösterge. İflas ilanı dosyaları incelendiğinde banka kredileri, kamu alacakları ve birikmiş borçların ödenmesinde sorunlar yaşandığı görülüyor. Bu da şehirdeki ticaretin kırılganlığını gösteriyor. Bu durum sadece firmaları değil tüm şehir ekonomisini ve özellikle de istihdamı etkiliyor.

Bütün bu veriler, Erzurum’un 2025 konkordato karnesinde yapısal bir baskının olduğunu ve işletmeleri ayakta tutmak için konkordato mekanizmasının gelecek günlerde çok daha fazla kullanılacağına işaret ediyor. ‘Herkesin hatırasının olduğu’ Erzurum’un ayakta kalabilmesi ve istihdam alanlarının artması için çözüme odaklanmak ve şehir ekonomisine can suyu vermek gerekiyor. Aksi halde vatanın daima borçlu kaldığı şehir, ‘Erzurum hatıralarda kalacak..!’.

1877 yılında Aziziye savunmasında padişahın fermanıyla başının çaresine bakıp, 9 Kasım sabahında ordusunu kurtaran, 1919 yılında ülke işgal altındayken manda ve himaye kabul edilemez deyip ilk sesi haykırarak, 23 Temmuz’da Erzurum kongresini tertip eden ve sonraki yıllarda sürekli iktidar partilerine en büyük desteği veren, vatanın borçlu olduğu Erzurum’da artık borcun vadesi çoktan geldi hatta geçiyor. Tahsilatın şimdi tam zamanı.

Hatıralardaki Erzurum’da sözlerin yerini eylemler almazsa eğer, Erzurum iflas edecek..!