Size “Erzurum’un marka olmuş ürününü, tesisini, yiyeceğini, yöresini sayın” deseler…
Aklınıza belki ilk Palandöken gelirse, ikincisi ihtimalendir ki, Aşkale Çimontu olur.
***
Aslında sap ile samanı biribirine karıştırmamak gerekir.
Palandöken’in kulvarı ile  çimentonun kulvarı bir değil.
Biri sanayi sektöründe başı çekiyor, bir diğeri turizmde.
Biri dünya kurulduğundan beri başucumuzda…
Diğeri sonradan olma.
Ama her ikisi de Vali Mehmet Ağar’dan doğma!
***
İlginç değil mi?
İl Özel Ödare Müdürlüğü, çook önceleri dönemin il genel meclisi üyelerinin, ailelerinin ve          çocuklarının yararlanması için Palandöken’e bir tesis yaptırmış.
Neresine?
Dağın en gözde yerine.
Bir süre işletilmiş o tesisler.
Sonra özelleştirilmiş ve ortaya “Palandöken Kış Turizm Merkezi” diye bir marka çıkmış.
***
Hatırlatmak için yazayım:
Aşkale Çimento’nun yapımına da 1968 yılında başlanmış, üretime ise 1971 yılında geçilmiş.
“Devlet mantığı” ile işletilen o fabrika 1993 yılına kadar gelmiş.
Kör, topal yürüyen Aşkale Çimento tam kapanmak üzereyken birisi çıkmış ortaya.
Lütfü Yücelik…
Bir çılgın adam!
O günün de, bugünün de Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı.
***
“Biz Erzurumlular, o fabrikayı istiyoruz” demiş, demiş ama öyle kolay mı almak!
İnanılmaz mücadelleler verilmiş, bürokratın yakasından tutulmuş, bir yandan dönemin Erzurumlu Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun (O dönemde Balıkesir Milletvekili), bir başka yandan dönemin Erzurum Valisi Mehmet Ağar bastırmış…
Kredi için çalmadık kapı bırakılmamış ve sonunda yerlerde sürünen fabrika 31 milyon dolara ortaklaşa satınalınmış!
***
Alanlar kim?
Müteahhit, esnaf, işadamı, işçi, köylü filan…
İçlerinde çimentodan anlayan bir Allah kulu yok.
Sadece işten anlayan olmasa neyse, para da yok.
***
Öncülük edenlerden kim  varsa, tüm servetlerini koyuyorlar ortaya ama nafile.
Toplanan para, devir işlemlerini karşılamaya bile yetmiyor.
***
1993’ten, 2013’e…
Aradan tam 20 yıl geçiyor.
Bu başarı öyküsü için, o yıllarda Aşkale Çimento’ya talip olan o uçuk insanlara “Bir gün gelecek siz bu fabrika ile çok önemli başarılar elde edecek, Trabzon’da, Gümüşhane’de, Van’da, Erzincan’da at oyna-tacak, yetmeyecek Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içinde yukarılara doğru süratle tırmanacaksınız” denseydi…
Söyleyecekleri ihtimalen, “Hadi ordan sen de, dalga geçme bizimle” olurdu.
***
Ama dalgayı kimse geçmedi. Herkes ciddiyetle çalıştı, zorluklar aşıldı, engeller geçildi ve derken Aşkale Çimento, Erzurum’un yüzakı kurumlarından birisi ve hatta “bir tanesi” olup, çıkıverdi.
***
Böyle bir kurumun Erzurum’da ne eşi var, ne rakibi.
***
Bu başarıda en büyük pay hiç şüphesiz Lütfü Yücelik ve ona inanan arkadaşlarınındır.
O başarı öyküsünü yazanları ve özelleştirmede Aşkale Çimento’yu örnek bir kurum haline getirenleri yürekten kutluyorum.
***
Ve geliyorum bir başka yana!
***
Lütfü Yücelik’in hepimizin bildiği bir kartviziti daha var.
O kartın üzerinde de Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ETSO) ünvanı yazar.
***
Yücelik’in ETSO’daki başkanlığı ile ERÇİMSAN’daki başkanlığının başlangıç yılı 1993’tür.
Gelin görün ki, her iki kartvizitin başarı grafiği aynı değildir.
ETSO, ERÇİMSAN’ın fersah fersah gerisindedir.
***
Oysa Yücelik’i yücelere taşıyan, zirvelere çıkartan, dolayısıyla Aşkale Çimento’nun alınmasına neden olan güç ve makam hiç şüphesiz ETSO’dur.
Başkanlık için yeniden aday olan Yücelik, eğer seçilirse, artık Erzurum’a ERÇİMSAN’ın patronu değil, ETSO’nun başkanı gözüyle bakmalı, bu şehre sahip çıkmalıdır.
***
Kim ne der, bilemem…
Ama ben Lütfüt Yücelik’i bu konuda “mecbur” görüyorum.
***
Erzurumlu’yu “dadaş” yapan özelliklerden birisi de vatanına, milletine sadakati ve ahde vefa göstermesidir.
***
Şan, şöhret çabuk geçiyor…
Önümüzde çok sıcak bir Recep Akdağ örneği var.
Düne kadar herkesin gördüğünde ikibüklüm olduğu Recep Akdağ’a bugün neredeyse sahip çıkan yok.
Ne ayıp şey.
***
Lütfü Yücelik, oturuşu, kalkışı ve davranışı ile samimi.
Şirinlik muskası mı taşıyor bilinmez ama, sevimli ve sevecen.
İyi de bir Erzurumlu.
***
Erzurum ticaretinin son 20  yılında işte o Yücelik’in izi var.
Ancak, bu iz ne yazık ki, Aşkale Çimento’nunki kadar derin değil!
ETSO’ya bakış ve sahiplenme sanki daha bir yüzeysel.
Ya da bize öyle geliyor!
***
Oysa demin de işaret etmeye çalıştığım gibi, ETSO’dur Lütfü Yücelik’i zirveye taşıyan.
Dolayısıyla ciddi bir vefa borcu çıkmıştır ortaya.
Bu borç ödenmelidir.
Ahde vefa bunu gerektirir.
***
Bir borç Aşkale Çimento’yu Erzurum’a  kazandıranlara ödenecekse ki, ödenmeli!
İkinci borç da önemli ve kalıcı hizmetler yaparak Erzurum’un   alacak hanesine yazılmalıdır.
***
Erzurum Ticaret Üniversitesi o borcu ödemeye yeter mi, tartışılır.
Dahası gerekiyor.
Çünkü ETÜ’nün bence şehrin ekonomisine katacağı bir katmadeğeri pek yoktur, olmayacaktır da.
***
Başbakan R. Tayyip Erdoğan ile son zamanlarda samimi görüntüler veren Lütfü Yücelik, Erzurum’un, iş dünyasının çözüm bekleyen sorun ve sıkıntılarını yukarılara taşıyacak güce sahiptir.
Başkan, bu gücü bundan böyle Erzurum için de kullanmalıdır.
***
Dünün çocukları ve gençleri bugünün orta yaş grubundadır.
Hiç birimizi daha diri bir hayat beklemiyor, çünkü yaşlanıyoruz.
Bizden yaşça daha büyük olanlar “dede” çağına erdiler.
Kim bilir duygusallığımız belki bu yüzdendir.  Ama bilmeliyiz ki, bu şehir bizlere onların emanetidir.
O emanete sahip çıkmak ise “Ben Erzurumluyum” diyen sorumluların sorumluluğundadır.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
mustafa tamer 2013-02-11 16:29:34

ERÇİMSAN’ın Kuruluşunda Unutulan Gerçekler)

Daha önceki yazılarımda’’ Projeden Beklenen Faydalar’’a değinmiştim. Aradan uzun süre geçmesine rağmen bu yazılarıma ara vermiştim. Bu zaman zarfında; ‘’Yerel Yönetimlerde İnsan Kaynakları’’ ve ‘’Yerel Yönetimlerde İmar’’ isimli iki adet kitabımın yazılması ve basılması nedeniyle son derece meşgul olduğum için yazma imkanı bulamamıştım. Bundan sonra ise imkan ölçüsünde yazılarıma kaldığım yerden devem edeceğim.Daha önceki yazımızın sonunda’’Gelecek yazımızda Erzurum’da ERÇİMSAN Şirketi’nin kamuoyunca pek bilinmeyen gerçek kuruluş hikayesi dile getirilecektir.denilmiş idi. Bugünkü yazımızda ‘’ ERÇİMSAN’ın Kuruluşunda Unutulan Gerçekler’’ konusuna değineceğim
Bilindiği gibi; bugün 862 ortağı bulunan ERÇİMSAN HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ 05.08.1992 tarihinde bazı şahısların ve kuruluşların bir araya gelmesi sonucunda ERZURUM’da kurulmuştur. ERÇİMSAN’ın ilk işi T.C. Başbakanlık Koordinasyon Kurulu’nun 30.07.1991 tarih ve 91/34 sayılı karar ile özelleştirilmek üzere T.C. Başbakanlık Kamu Ortaklığı İdaresine devredilen Aşkale Çimento Sanayii T.A.Ş.’yi satın almak olmuştur. ER-ÇİM-SAN HOLDİNG A.Ş. T.C. Başbakanlık K.O.İ’nin 09.04.1993 tarih ve 93/66 sayılı karar ile Aşkale Çimento Sanayii T.A.Ş.’nin hisselerinin yüzde %100’nu satın almış ve 17.06.1993 tarihinde ise satış sözleşmesi imzalanmıştır.
Ancak ERÇİMSAN HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ’nin kuruluşu sırasındaki kamuoyunca pek bilinmeyen veya unutulan önemli bazı katkıları ve konuları ‘’bir hakkın teslimi’’ olacağı düşüncesiyle yazmaya karar erdim.
Söz konusu Şirketin kurulması sırasında ben Erzurum Vali Yardımcısı olarak görev yaptım. Aynı zamanda ise uzun süre Erzurum Vali Vekilliği görevini de yürüttüm . Bu esnada satışı gündeme gelen Aşkale Çimento Fabrikası’nın ERÇİMSAN tarafından satın alınması sürecinde; çok büyük sıkıntılar ve imkansızlıklar yaşanmıştır. Buna göre; ERÇİMSAN isimli şirketin bir gurup işadamı tarafından kuruluşu sırasında fabrikayı satın almaya talip olduklarında şirketin kasasında sadece 44.000 Dolar para mevcuttu. Halbuki Aşkale Çimento Fabrikası’nın değeri 31.058.000 Dolar yani otuzbirmilyon Doların üzerinde bir kaynağa ihtiyaç bulunmakta idi. Hal böyle olunca; ilk etapta ödenmesi gereken para 1.158.000 dolar para gerekmekte idi .Ayrıca bunun dışında bir devlet bankasından teminat mektubu almak için verilmesi gereken ücret 1.870.000 Dolar idi. ERÇİMSAN’ın kasasında bulunan 44.000 Dolar ile bütün bunların karşılanması imkan dahilinde olmaması nedeniyle; söz konusu fabrikayı ERÇİMSAN’ın satın alma şansı sıfır ihtimal dahilinde idi. İşte tesisin Erzurum’a kazandırılması düşüncesiyle Valiliğimizin ve o zamanki Valimizin de direktifi ile konunun incelenmesi benim üzerimde kaldı. Yaklaşık olarak 15 gün gibi bir süre inceleme ve taraflarla ayrıntılı görüşmeler yaptıktan sonra mevzuatına uygun şekilde il özel idaresinin kaynaklarından gereken paranın adı geçen şirkete aktarılması büyük ölçüde benim çabalarımla sağlandı. Bunun için12 Mayıs 1993 Çarşamba günü Erzurum İl Genel Meclisi toplantısında konuyu çok etraflı bir şekilde meclisin bilgisine sundum. Üyelerin yapmış olduğum konuşma ve takdim sonucunda kabul etmeleri üzerine Erzurum İl Özel İdaresi’nden önemli ölçüde ERÇİMSAN’a kaynak aktarılması sonucunda nakit sıkıntısı çözümlendi ve fabrikanın alım işlemi gerçekleşmiş oldu. Bu arada bir Erzurum Sevdalısı olan o zamanki Devler Eski Bakanı Sn Ekrem CEYHUN’un bu konudaki gayretlerini unutmamak gerekir. İşte bu konu gerçekleştiğinde: Erçimsan Yönetim Kurulu Başkanı Sn Lütfü Yücelik o günlerde bana yönelik olarak; ‘’Sn valimiz Mustafa Tamer olmasa il özel idaresinin kaynaklarını kullanmamız imkan dahilinde değildi, dolayısıyla fabrikayı alamayacaktık, bu konudaki katkılarını asla unutamayız’’ mealinde çok sözler sarf etmiştir. Ancak daha sonra aradan yıllar geçtikten sonra Iğdır Valiliğim döneminde 2001 yılında Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nda yapılan bir törene katılmam sırasında siyasilerin ve bakanlarında bulunduğu çok kalabalık katılımın olduğu bir sırada Sn Yücelik uzun uzun kürsüde ERÇİMSAN’ın başarılarından bahsetmesine ve bazı isimleri sık sık tekrar etmesine rağmen; en önde olmama ve tam karşısında oturmama rağmen benden hiç bahsetmemiş olması da içimde bir burukluk yaratmadı desem yalan olur. Ayrıca; çeşitli zamanlara Erzurum’da veya Ankara’da bazen Sn. Yücelik ile karşılaşmamıza rağmen bu konulara hiç girme gereği bile duymadı. Bunda bir kastının olamayacağını, olsa olsa bir unutma olabileceğini düşünüyorum. Bilindiği gibi; idarecinin yaptıkları hizmet karşılığında beklediği tek şey takdir edilmekten ibarettir. Benimde içimde kalan bir uhde olarak bu konunun Erzurum kamuoyu ile paylaşılmasının uygun olacağını düşünmüştüm. Umarım değerli dostumuz Sn Lütfü Yücelik bu küçük serzenişimize kırılmamıştır. Kendisini Erzurumlulara şikayet etmemin benim hakkım olduğunu düşünüyorum Dediğim gibi; ben Erzurum’u ve Erzurumluları çok seviyorum. Özellikle Palandöken Kış Turizmi’ne yapmış olduğunuz hizmetler herkeslerin malumudur. 2011 Dünya Üniversite Kış Oyunları’nın Erzurum’a gelmesine vesile olan altyapının hazırlanmasında emeğimizin olduğunu düşünmek bize gurur vermektedir.
ERÇİMSAN olayında ise katkılarımız karşısında ismimizin unutulması nedeniyle küçük bir serzeniş hakkımızın olduğunu düşünüyorum.
Bugün ER-ÇİM-SAN HOLDİNG A.Ş.’ne bağlı ortaklıklar; Aşkale Çimento Sanayi T.A.Ş. ve Aşkale Çimento Pazarlama Sanayi ve Tic. A.Ş.’dir. AŞKALE ÇİMENTO SANAYİ T.A.Ş.’ne bağlı Trabzon Çimento Fabrikası, Van Çimento Fabrikası, Gümüşhane ve Erzincan öğütme tesisleri ile Ilıca, Aşkale, Ağrı ve Trabzon Hazır Beton Tesisleri mevcut olan ve bölgesinde ve Türkiye’de lider bir ekonomik ve sosyal bir kuruluş olarak bulunması gurur vericidir. Onu bugüne getirenlerin başarılarını yürekten kutluyorum. Kuruluşunda bir miktar katkısı olan biri olarak taşıdığım manevi hazzı belirtmek istiyorum.

Saygılarımla,
Dr. Mustafa TAMER
Vali
(Erzurum Eski Vali Yardımcısı ve
Palandöken Kış Turizmi Komisyonu Başkanı)
e-mail ; [email protected]
Web : www.mustafatamer.com

Avatar
öztürk akkök @mustafa tamer 2013-02-12 16:01:58

dönemin erzurum vali yardımcısı, vali sayın mustafa tamer bey'e igilisi ve açıklamaları için çok teşekkür ediyorum. mustafa bey de takdir eder ki, konuyu "sınırlı yere sahip" bir köşe yazısında dillendirmeye çalışmıştım. sayın tamer'in yazısı ise, dünden bugüne tutulan bir ışıktır. hassasiyetinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyor, saygı sunuyor, en kısa zamanda da yüzyüze görüşmeyi diliyorum.