“Işıksız Kalmamak İçin Düşünmek”! Firdevsi: “Akıl insanın en büyük süsüdür; düşünce ise aklın ışığıdır.”

Yazılarımda düşünce, bilgi, belge, niçinler, nedenler, akıl kullanmak gibi genel olarak söz etmekteyim. Bugün “düşünce, düşünmek” ne demek, nasıl düşünülür diye düşündüm (!).

Düşünmek için önce bilgi, sonra neden, niçin, nasıl sorularının cevaplarını aramak, peşin hüküm yani önyargıyı bir kenara koymak, bağımsız olmak yeterlidir.

“İnsan yemek yer, çalışır, uyur… Peki ne zaman düşünür? İşte bu soru, halkın bilinçlenmesi için en önemli sorudur.” Bu söz Sokrates’e veya daha birkaç kişi de değişik kelimelerle ifade etmiştir. Sahi düşünüyor muyuz?

Genelde aydınlar, felsefeciler, okuyanlar, bilgelik yarışmasında ben de varım diyen kişiler düşünürler. Oysa halkın mutlaka düşünmesi gerekir. Düşünmediğin hayatta hep başkalarının düşünceleri ve tavsiyeleriyle yaşamak gibi önemli bir risk vardır.

Bunun için düşünmek her vatandaşın sorumluluğudur.

Ayn Rand; mesela: “Düşünmeyi reddeden yaşamayı reddetmiş olur”. Demiş.

Bunu bana birisi söylese hemen araştırırım, demiş mi, dememiş mi? Sonra niçin demiş, düşünürüm.

Mesela Farslı düşünür Firdevsi: “Akıl insanın en büyük süsüdür; düşünce ise aklın ışığıdır.” Düşünmezsem ışıksız kalacağım anlamı taşır; neden ışıksız kalayım? Kayahan ne güzel demişti bir şarkıda; “Odalarda ışıksızım”. Düşünmek ışıktır!

Işıksız kalmamak lazım, cahillikten kurtulmanın en salt ve kestirme yolu okumak, araştırmak ve illa neden, niçin, nasıl, ne zaman, kim sorularını şapkamızı önümüze koyarak düşünmek.

Upanişadlar’da (Hint edebiyatı): “Zihin neye yoğunlaşırsa, insan ona dönüşür.”.

Hint’te düşünmemek küfürdür.

İslam dünyasının felsefeye uzak kalması, bizim milletimizin düşünme alışkanlığı kazanmasını yavaşlatmıştır. Oysa Kuran’da yüce Allah defalarca, “Düşünmez misiniz, akletmez misiniz, düşünün, aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdıracağını” buyuruyor! Buna rağmen haram fetvası verenler belki de insanların düşünmelerinden korkmuşlardır.

Düşünmeliyiz, düşünmeyi -ki oldukça basit soruları kendimize veya bize akıl verene sorduğumuzda, sorguladığımızda- düşünmüş oluruz. Hele bir de düşünce (farz olan tefekkür) için zaman ayırırsak ve toplumda düşünme alışkanlığı oluştuğunda değil sadece kendimizi bütün toplum kurtarır!

Bedenin sağlığı için ölçülü yemek neyse, zihnin sağlığı için düşünmek odur. Çok yemek bedeni yorar, çok düşünmeden yaşamak ise zihni köreltir.

Düşündüğümüz taktirde kalıplardan uzaklaşarak kendi düşüncelerimize alan açmış oluruz!