Kâbus gibi gelen 2020.. Ölümlerin, şehitlerin, yalanların, siyasi tartışmalar ve kıvırtmaların ve de işsizliğin göğsünüze ağır bir kaya gibi konulduğunu hissetmiyor musunuz! Nefesiniz kesilmedi mi yani!

Hani bir önceki yıl, rahat nefes almış olsaydık, bu yıl da geçen yılda ciğerlerimize doldurduğumuz nefesle idare ederdik, diyerek belki gelecek yıldan umutlanırdık.

O da yok!

Ülke çapında istihdam azalıyor, gençler kahvehane köşelerinde çaresiz bir şekilde vakit öldürüyor. Ve bizler üç maymunu oynamaya devam ediyoruz.

Bakın, İYİ Parti İl Başkanı Sayın Melih Kırkpınar, Erzurum'da yüzlerce iş yerinin kepenk indirdiğini söylüyor.

Yalan mı?

Bizlerin bunu görmesi, anlaması için illa ki bir siyasinin bunu dile getirmesi mi gerek!

İşin doğrusu, yönetenlere de pek bir şey diyemiyorsun.

Dış güçlerin tezgâhında işlenen son yıllar, bizi bizden koparıyor sanki!

Ülkemize gönderilen, bizim de kucak açtığımız Suriyelilerin milletimizin yapısını ve kimyasını darmaduman ettiğini ya da edeceğini anlamak için ne siyaset bilimcisi olmaya gerek var ne de politikacı!

İnanın, on yıl önce biri çıkıp da bugünleri böyle yaşayacağımızı söyleseydi -ki söyleyenler oldu- kötü niyetli, gamlı baykuş, der - ki diyenler de oldu- geçerdik.

Havasıyla, siyasetiyle ayazlı ayları yaşayan Erzurum'da çoğu kişi kış uykusuna yatarak, baharı beklemeye koyulmuş gibi yaşıyor.

Haksız da sayılmazlar ki! Erzurum'a baharın gelmesi, başka yerlere gelmesine benzemez. Doğal gaz yerine, bedava olan güneş ısıtır elbet.

Bakın, sakın bunu birileri duymasın!

Bir bakarsınız ki Sayın Enerji Bakanımız, çıkmış buna da vergi koymuş.

Haksız diyebilir misiniz?

Asla!

Güneş, nedir?

Enerji!

Öyleyse, "Güneş enerji ise, bu demektir ki güneş de bize bağlıdır, o halde güneş vergisi lazımdır," denilirse kim karşı çıkabilir ki!

Bunu, yeri, değeri olmayan mantıksız bir söz olarak düşünebilirsiniz.

Düşünün tabi!

Sanki her şeyi mantıklı olarak düşünüyoruz da, bir bunun mantıksızlığına kafayı takın!

Her neyse, can sıkıntısı olunca, mantıksız şeyler de düşünüyor insan!

Eğer sizin de canınız sıkılıyor ise, siz de kendinizi yoklayın bir yol. Kim bilir ne kadar mantıksız cümleler kurup, kendi kendinize sorup duruyorsunuzdur.

Diyelim ki emeklisiniz, diyelim ki işsizsiniz, diyelim ki öğrencisiniz, diyelim ki asgari ücretle yaşam kavgası veren birisiniz.

Mesela, şu soruyu kendi kendinize sormanız çok mu mantıklı olurdu.

Suriyelileri, cemaatleri, şirketleri sevenler, bizi sevmiyor mu acaba!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Yavuz 2020-02-11 11:40:46

Muhteşem! Ömer Bey'de olmasa gerçekleri yazan yok.