Bu yazımı 2014 yalında köşemde yazmıştım. Milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy Ey Yolcu, Uyan! Şiirinde şöyle seslenir:

“Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu;

Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?

Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şahid:

Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid,”

Onun bu seslenişini ve vasiyetini unutmadan atalarımızın asırlarca uyumadan bin bir çilelerle teslim ettikleri bu aziz vatanı şanla, şerefle elde tutarak torunlarımıza teslim etmemiz boynumuza namus borcudur. Bu duygularla biz de yüreğimizde Sarıkamış acısının közünü taze tutalım.

Elbette bütün vatan savunmasındaki cephelerde olduğu gibi Sarıkamış Cephesi de savaş tarihimiz açısından milletin hafızasında büyük acılar bırakmış bir yere sahiptir.

Kayserili dostum merhum Emir Kalkan’ın Afşar Ağıtları kitabında Sarıkamış Cephesi üzerine yakılmış ağıtlar epeyce yer alır. Anadolu’nun orta yerinde yüreği yangın anne ve babaların Sarıkamış Cephesinde şehit olan evlatları için yaktıkları ağıtları yeniden okuyalım.

“Ölüm adildir, aynı haşmetle vurur şahı gedayı.” atasözü ile başlar kitaba yazar.

On beş gün ara ile iki oğlunu yitiren ana:

“Taş olsa adam çekemez

On beş günde iki şelek

Beni serçe vursa yıkar

Benimle uğraşma felek,” diye seslenir.

Sarıkamış cephesinde olan olaylardan dış basının ve halkımızın haberi olmasın diye basın üzerine sansür uygulanır. Ancak “Ateş düştüğü yeri yakar,” özdeyişimiz bu fermanı dinlemez.

Sarıgamışda var mı maşın

Urus yığmış ağır koşun

Bizim uşak açık cılbak

Dağlarda buyudu gışın

Sarıkamış alkan oldu

Zalim Urus murad aldı

Kimsesiz kız, dul gelinler

Kara giyip saçın yoldu

Sarıgamış saza döndü

Dağların gülzara döndü

Serçe canlı Ermeniler

Her biri şahbaza döndü

Sarıgamış içi meşe

Urus yaktı hep ateşe

Bizi koydu eli bağlı

Nere gitti Enver Paşa

Enver Paşa hücum dedi

Yarıldı Moskof’un ödü

Zalim Allaekber dağı

Nice yiğit aslan yedi

Bardız deresi kan çağlar

Analar ciğerin dağlar

Çilhoroz dağı dalında

Nice nişanlılar ağlar

Soğanlı’da soğan olur

Kar tipisi boran olur

Urusu bozgun görenler

Anasından doğan olur

Çadırlar dağa kuruldu

Hücum borusu vuruldu

Bir Sarıgamış uğruna

Doksan bin fidan kırıldı

Allaekber başı duman

Olduk Urus’a perişan

Kör olasın Hakkı Paşa

Sen eyledin bizi pişman

Allaekber yarı göze

Yorgun asker çökmüş dize

Biz Urus’u alt ederdik

Felek gün vermedi bize

Allaekber Kars’ın dağı

Mübarek şehit yatağı

Allaekber’de söndü hep

Doksan bin evin ocağı

Allaekber kan boran

Tırmandık dağlara yayan

Gökten ateş dökülse de

Yılar mı hiç Al-i Osman

Allaekber yan yatar

Kızarmış da güneş batar

Allaekber döşünde

Nice bin şehit yatar

Aziziye baba yurdum

Kafkasya’ya tabya kurdum

Benim korkum Urus değil

Kara kışa gurban verdim

Yaşa babam oğlu yaşa

Kan bulandı çatık kaşa

Biz Urus’u alt ederdik

Sebep oldu Enver Paşa

Aşağıdan ses geliyor

Figan bağrımı deliyor

Kör olasın Enver Paşa

Gelinleri el alıyor.

Diğer seçtiğim değişik ağıtlar:

“İstanbul karıştı Moskof seslendi

Ak gelinler kara giydi yaslandı

Kral baş kaldırdı, redif istendi

Şu sinemde yol göründü gözüme.

Asker gider sürüyünen

Mızıka öter boruyunan

Büyük evler hep kitlendi

Gelin kaldı garıyınan

Çadırlar dağa kuruldu

Hücum borusu vuruldu

Bir Sarıkamış uğruna

Nice fidanlar gırıldı

Erzurum’a gidiciyim

Dizimde galmadı derman

Eğer ki oğlum gelirse

İnek keserim kurban.

Mezarında taş olaydım

Başucunda guş olaydım

Yalnızca yatamazsan

Ben yanına eş olaydım.

Yiğit kimin yiğidisin

Sağ kolumun tutağısın

Öksüz yavrumun babası

Toprakta nasıl yatarsın

Uç uca uladılar

Kefenlere doladılar

Kimsesizim yiğidimi

Al ganlara boyadılar.

Yağan yağmur yaş geliyor

Görmeyene düş geliyor

Sivas’a araba saldık

Giden ganı boş geliyor.

Altı oğlan anasıyam

Duvarın dibinde kaldım

Benim gibi olmuş var mı

Yandım Gadir Mevla’m yandım.

Bu ülke uğruna canlarını feda eden şehitlerimizin ve gazilerimizin önünde saygıyla eğiliyor, Yüce Allah’tan rahmet ve esirgenmelerini diliyorum. Ruhları şad olsun.