Türkiye ile IMF 19 stand-by anlaşması imzaladı ve Türkiye nihayetinde borcunun son taksiti olan 421 milyon doları bu hafta içinde ödeyerek IMF’ye olan borç batağından kurtuldu.
Bu önemli bir olaydı. Peki ama 1961 yılında ilk parasal kaynağını kullandığımız IMF nedir, kimdir?
IMF bir uluslar arası kuruluştur. Özellikle küresel finansal sistemi takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunan uluslararası bir teşkilattır.
Bu kuruluş devletlerin iktisadi sorunları üzerine yoğunlaşan ve Amerika’da 1944 yılında kurulup 1947 yılında ise fiilen çalışmalara başlayan bir geçmişe sahiptir. Bu süreç aslında Amerika Birleşik Devletlerinin Dünya Savaşları sonucunda (ki özelikle II. Dünya savaşı sonrası) Avrupa’ya yardım edebilecek tek ülke konumuna gelmesi ile başlamaktadır.
Amerika bu savaş sonrası yıkımlarda Avrupa’ya parasal yardım yapmak yerine bir takım kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla fonlar oluşturarak desteklemeyi savunmuştur. Bu nedenle 1944 yılında Amerikanın New Hampshire eyaletinde bulunan Bretton Woods'ta 45 devletin bir araya gelmesiyle iki uluslararası ekonomik kuruluş üzerinde anlaşıldı. Bunlardan biri IMF olarak bildiğimiz Uluslararası Para Fonu diğeri ise Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası veya bilinen ismi ile Dünya Bankasıdır.
IMF’nin Amerika Birleşik Devletleri ile önemli bir bağı vardır çünkü bu kuruluşun sermayesinin büyük çoğunluğu Amerika Birleşik Devletleri tarafından sağlanmaktadır.
IMF'nin, bilançolarında açık veya fazlalık veren ülkelere bazı müdahalelerde bulunma hakkı vardır. Ayrıca IMF’nin en yetkili organı, Güvernörler Heyeti dir. Bu heyetin en yetkili oy hakkına sahip olan ülkesi ise Amerika Birleşik Devletleridir.
Bakıldığında IMF Amerikanın güdümünde olan bir kuruluş olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazılı amaçları vs. olsa bile nihayetinde ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletlerinin elinde bir organizasyon yapıysına sahiptir.
İşte Türkiye böyle bir yapıdaki kuruluşa olan borcunu kapattı. Bu önemli çünkü sürekli olarak IMF’ye olan borç nedeniyle bu kuruluşun denetimi ve gözetimi altında kalınıyordu.
IMF’ye ödenen borç ile her şey bitmiş olmuyor tabi. Türkiye’nin elbette borcu var ama IMF’ye olan borcunun kapanmış olmasının Amerika Birleşik Devletlerine olan yan bağlardan birisinin mali açıdan kopmuş olmasını ifade etmesi dolayısıyla önem arz ediyor.
Borç yiğidin kamçısıdır atasözüne güvenip yıllarca yiğitlik taslayan ama elinde avucunda bir şeyi olmayan Türkiye nihayetinde kamçıdan kurtulmuş vaziyette. Ancak dediğimiz gibi borcumuz bitmedi ama kamçısı artık iki de bir sırtımıza inen IMF’den bu hafta itibariyle kurtulmuş olduk. Darısı diğer borçlarımızın ödenmesine…