ERZURUM'DAN DÜNYAYA AÇILAN KAPI: TARIM VE HAYVANCILIKTA YENİ DÖNEM
Erzurum, tarih boyunca yalnızca coğrafi konumuyla değil, üretim kültürüyle de Anadolu’nun önemli merkezlerinden biri olmuştur. Bu yıl kentte düzenlenen Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı, bu geleneği geleceğe taşıyan en güçlü adımlardan biri oldu.
Hafta sonuna kadar devam edecek etkinlik; modern tarım teknolojilerinden ata tohumlarına, akıllı gübreleme çözümlerinden otonom makinelerine kadar pek çok yeniliği çiftçilerle buluşturdu. Fuara, Ortadoğu’dan Balkanlara uzanan coğrafyadan 21 ülkeden gelen ziyaretçilerin katılımı, Erzurum’un artık yalnızca bir bölgesel merkez değil, uluslararası buluşma noktası haline geldiğini ortaya koydu.
Etkinlikte, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yanı sıra Valilik ve Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla geniş bir organizasyon ağı kuruldu.
Böylece yalnızca kamu desteği değil, özel sektör temsilcileriyle de güçlü bir temas zemini oluştu.
Bu yönüyle fuar, üreticiyle yatırımcıyı, çiftçiyle teknoloji sağlayıcılarını aynı platformda buluşturan bir köprüye dönüştü.
Standlarda en çok ilgi gören alanlardan biri, yüksek teknoloji tarım makineleri oldu.
Otonom traktörler, akıllı sulama sistemleri ve sensör destekli gübreleme teknikleri, özellikle genç çiftçilerin dikkatini çekti. Katılımcılar, bu sistemlerin verimlilik sağlarken aynı zamanda iş gücü maliyetini de düşürdüğünü dile getirdi.
Böylece tarımda yeni nesil çözümlerin, kırsalda kalıcı üretim alışkanlıkları oluşturacağı anlaşıldı.
Fuarın bir diğer önemli noktası ise ata tohumları bölümüydü.
Yerli genetik mirasın korunmasına yönelik çalışmalar, katılımcılar tarafından büyük ilgiyle karşılandı.
Çünkü Anadolu topraklarının zengin bitki çeşitliliği, yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de değer taşıyor.
Bu tohumların yeniden ekim sahalarına kazandırılması, hem biyolojik çeşitliliğin korunması hem de tüketiciye daha sağlıklı ürün sunulması açısından büyük önem taşıyor.
Erzurum’da kurulan bu platformun bir diğer getirisi de bölgesel dayanışma oldu.
Çiftçiler, yerel üreticilerle doğrudan temas kurarak deneyimlerini paylaşma şansı yakaladı.
Ayrıca, farklı ülkelerden gelen sektör temsilcileriyle gerçekleşen görüşmeler sayesinde, yeni ticaret kapıları aralandı.
Özellikle tıbbi ve aromatik bitkiler alanında yapılabilecek dış pazar açılımları, Anadolu üreticisi için umut verici bir gelişme olarak değerlendirildi.
Etkinlik süresince yalnızca makineler ve ekipmanlar tanıtılmadı aynı zamanda bilgilendirme panelleri düzenlendi.
Bu oturumlarda sürdürülebilir üretim, iklim dostu yöntemler ve organik tarım modelleri öne çıktı.
Uzmanların verdiği bilgiler, katılımcılara hem teknik hem de ekonomik açıdan yol gösterici oldu.
Böylece fuar, yalnızca bir tanıtım alanı değil, aynı zamanda bir eğitim merkezi işlevi de gördü.
Özellikle Erzurumlu çiftçiler açısından bakıldığında, bu organizasyonun ayrı bir önemi var.
Kent, uzun yıllardır tarımsal üretimde iklim koşulları ve göç gibi faktörlerle mücadele ediyor. Böylesi uluslararası nitelikli bir buluşma, yerelde moral ve motivasyon kaynağı oldu.
Çiftçiler, modern yöntemlere erişimin yanı sıra, ürünlerini daha geniş pazarlara ulaştırma fikrini somut biçimde deneyimledi.
Kısacası fuar, Erzurum’un tarımsal geleceği için yalnızca ekonomik değil, sosyokültürel bir canlılık da sağladı.
Böylesine geniş katılımlı bir organizasyon, aynı zamanda yerel kalkınma stratejileri için de yol gösterici nitelikte. Çünkü tarımsal üretimin yalnızca kırsal bölgelerle sınırlı olmadığı, şehir ekonomisine de doğrudan katkı sunduğu görülüyor. Otellerden restoranlara kadar pek çok işletme, fuar süresince hareketlilik yaşadı. Bu da tarımın aslında yalnızca tarlada değil, şehir ekonomisinin tamamında etkili olduğunu gösteriyor.
Uluslararası ziyaretçilerin Erzurum’a ilgisi, kentin ticari potansiyeline dair önemli ipuçları verdi. Balkan ülkelerinden gelen heyetler, hayvancılık teknolojileri üzerine yoğunlaşırken, Ortadoğu’dan katılan temsilciler daha çok bitkisel üretim ve doğal ürünler konusunda görüşmeler yaptı. Bu çeşitlilik, Erzurum’un farklı coğrafyalara hitap edebilecek kapasiteye sahip olduğunu gösteriyor.
Yalnızca ekonomik boyutuyla değil, çevresel açıdan da bu tür organizasyonların önemi büyük. Çünkü iklim krizinin tarıma etkileri her geçen gün daha fazla hissediliyor. Bu bağlamda, Erzurum’daki fuarda öne çıkan iklim dostu teknikler, geleceğin üretim anlayışına dair umut verici bir tablo sundu. Akıllı sulama, minimum su tüketimiyle maksimum verim almayı hedefleyen yöntemler, katılımcılar arasında en çok konuşulan yenilikler arasındaydı.
Erzurum’da düzenlenen bu uluslararası buluşma, bir bakıma kentin tarımsal hafızasını geleceğe taşıyor.
Ata tohumlarından yüksek teknolojiye, küçük üreticiden büyük yatırımcıya kadar geniş bir yelpazenin aynı çatı altında buluşması, hem şehrin hem de bölgenin geleceği için çok değerli. Fuarın kapanışının ardından beklenen en önemli sonuç ise, burada kurulan temasların kalıcı iş birliklerine dönüşmesi ve Erzurum’un küresel tarım sahnesinde daha görünür hale gelmesi olacak.
Bugün Erzurum’un bağrında atılan bu adımlar, yalnızca bugünü değil, yarının üretim kültürünü de şekillendirecek.
Anadolu’nun kalbinden yükselen bu ses, hem bölgesel kalkınmanın hem de uluslararası açılımın güçlü bir işareti olarak tarihe geçecek.