Geçtiğimiz günlerde Erzurum Orman Bölge Müdürü Sayın Serkan Karakurt, basın mensuplarıyla bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu.

Açıklamalar, sadece birkaç teknik bilgiden ibaret değildi.

Aksine, yapılan işin ne kadar kapsamlı, ne kadar ciddi ve ne kadar hayati olduğunu ortaya koyan net ifadeler vardı.

Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü Erzurum, Erzincan, Kars, Ardahan, Ağrı ve Iğdır illerini kapsıyor.

Her ilde toprakla fidanı buluşturan, yeşil örtüyü çoğaltan, doğaya nefes olan projeler de birer birer hayata geçiyor.

*

Sayılar da çarpıcı…

Sadece 2025 yılı sonuna kadar 908 bin fidan, yine aynı dönemde yaklaşık 8,5 milyon fidan ve tohum doğayla buluşacak.

Bu rakamlar kağıt üstünde değil,

Sahada, emeğin ve alın terinin gayret ve çabalarıyla gerçekleşiyor.

Ağaçlandırma, erozyon kontrolü, sel önleme, gençleştirme çalışmaları ve halkı bilinçlendirme eğitimleriyle birlikte büyük bir çevre seferberliği de yürütülüyor.

*

Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü’nün Erzurum’da yaptığı ‘Şifa Bahçesi’ projesi de ayrı bir başlık olarak değerlendirmek lazım.

Lavanta, kekik, adaçayı, ekinezya gibi şifalı bitkilerle hem doğaya hem insana katkı sağlayan bu proje, işin sadece ağaç değil, bilinç meselesi olduğunu da gözler önüne seriyor.

*

Ancak tüm bu rakamların, projelerin ve teknik detayların ötesinde Sayın Karakurt’un şu sözü bence her şeyin özeti gibiydi:

‘Ormanı korumak vatanı korumaktır.’

Ne kadar sade,

Ne kadar güçlü,

Ne kadar anlamlı bir cümle…

Bu topraklarda yaşayan her insanın kulağına küpe olması gereken ifadeler.

Çünkü orman sadece ağaç değildir.

Orman, havadır, sudur, oksijendir, canlılıktır, vatandır.

Ve bu vatanı korumak için fidanı da korumamız şarttır.

*

Orman yangınları gündemdeyken, toplumda sıkça duyulan bir söylentiye de net bir şekilde açıklık getirdi Sayın Karakurt.

Dedi ki:

‘Yanan ormanların hiçbiri ne imara açılıyor ne de otel yapmak için veriliyor. Ülkenin birçok yerinde görev yaptım, bugüne kadar böyle bir durumla karşılaşmadım. Ormanlar Anayasa ile güvence altındadır’

Bu açıklamanın altı kalın kalemle çizilmeli.

Çünkü bilgi kirliliğiyle, sosyal medya dedikodularıyla ormanları değil, toplumun güven duygusunu yakıyoruz aslında.

Evet, ülkemizde eksik olan şeyler olabilir ama bu tür ithamlar kamuoyunu yanıltmakla kalmıyor, yıllarca gece-gündüz ormanda nöbet tutan insanların emeğine de gölge düşürmüş oluyor.

*

Evet, ormanı korumak sadece yangınla mücadele etmek değildir.

Bilinçle, bilgiyle, eğitimle, işbirliğiyle olur bu iş.

Ve o yüzden tekrar etmekte fayda var;

‘Ormanı korumak, vatanı korumaktır’

Son söz şu olsun;

Bu vatanı hep birlikte koruyacağız.

Bayrağıyla, sınırlarıyla, tarımıyla, suyuyla, fidanıyla, toprağıyla,

Ve bilinçle, sevgiyle…