Önemliler ve değerliler!

Sizce hayatımızda hangilerinin daha çok yeri var?

Değerli ve önemliden kastım, kan bağı ve duygusal bağ kurduğumuz insanlar değil...

Onlar başka… Onlar özel!

Önem verdiklerimizle değer verdiklerimiz arasında fark var mı, diye düşündüm bu defa!

Önemli şahsiyetlerin hayatıma destursuz ve adeta dayatma ile girdiklerini fark ettim, neden sonra…...

Beni sarıp sarmalayan sosyal çevre içinde ne kadar çoktu, önemli insanlar... Fark ettim, önemli insanlara bağımlı bir hayat yaşadığımızı…...

Sanat, siyaset, basın, spor, kamu görevlisi, akademisyen gibi önemli insanlar bizden habersiz bizim dünyamıza giriyor.

Düşünün bir kere, bizim için önemli olanların hem de değerli olduklarını...

Yaşamak ne keyifli olurdu...

Değerli değillerse önemliler, daha önceki yazılarımda işaret ettiğim "cıbıl kabadayı" olmaktan kaçamamışlardır, demektir.

Yaşamak, adeta önemli insanlar arasında kendine yer edinme savaşı gibi geldi, bir an!

Belki her zaman...

Ancak bu önemli insanların "önemlerini" şahsiyetlerinden mi yoksa üstlendikleri, kendilerine verilen veya fırsatını bulup kaptıkları sosyal rol ve görevlerinden mi kazandıklarını düşündüm bir müddet!

Evet, hepsi benim için çok önemliydiler...

Hepsi benim için vazgeçilmezdiler...

Vatandaş olarak fani hayatımdaki geçici lezzetler ve çıkarlarım için, önemliydiler...

Menfaatlerim için...

Yanlış anlaşılmasın, hepimiz birbirimiz için önemliyiz; ama benim sıkıntım başka...

Kimi zaman kargışlarımda yer aldılar, kimi zaman alkışlarımda...

Ancak çoğu zaman, benden uzaktaydılar; ya da ben onlardan uzak kalmada buldum, gerçeği...

Evet, önemliydiler, hepimiz için...

Mecburuz bir bakıma, önemlilere...

Şehri ve hayatı parmağıyla evirip çevirenlere...

Parasıyla bir yerlere gelenlerden, paraya gelenlere...

Tevellüdün nimetlerini yiyenlere...

Ve tabii ki rastlamıştım, adamın olmadığı yerde keçiye "Abdurrahman Çelebi" dendiğine...

Bir de önemlilerin ömrü pek uzun olmuyor.

Varlıkları altlarından koltuk, ellerinden mühürleri alınana kadar...

Başka bir deyişle mührün elden gitmesiyle giden sultanlık...

Işıkları gün bitene kadar...

Ertuğrul Gazi'nin Osmancık'a (Osman Bey, daha bey olmamıştır.) söylediği söz, bana önemli ve değerli farkını göstermesi açısından çarpıcı geldi:

"Oğul, Kayı'nın büyükleri 'Bey' olarak seni uygun gördüler. Seni Kayı boyuna, Söğüt'e "Bey" seçtik; ancak "Bey" olmak senin elinde…...

Bey seçilmek başka, bey olmak başka…"

Sanırım Ertuğrul Gazi'nin son cümlesini "Önemli olmak başka, değerli olmak başka!" olarak da algılayabiliriz...

Gönüllerin sultanı, beyi olmak her kişinin harcı olmasa gerek! Hani bir darb-ı mesel var ya! Padişah olduğu halde patavatsızlığını devam ettiren oğluna babasının söylediği:

"Oğlum ben sana padişah olamazsın demedim, adam olamazsın dedim."

Bu sözü şöyle okuyabiliriz: "Ben sana önemli biri olamazsın demedim, değerli olamazsın dedim."

Bu kubbede hoş bir sada bırakanlar, kanımca değerli şahsiyetlerdir.

İnsanlık, adalet ve ahlak gibi erdemlerde onlar, önden gidenlerdir.

Önemini değerli şahsiyetinden alan insanların artması, değerli insanların etkin ve yetkin kişiler olması dileğiyle...

(Not: Bu yazı dört yıl önce yayımlanan yazının gözden geçirilmiş yeni halidir.)