Ramazan ayının güzelliklerini ve Erzurum için taşıdığı önemi sı­rala­dı­ğımız dünkü yazımızda, çok önemli bir ayrıntıyı atlamışız meğer...
Öyle yazmış, Kamil Bayramoğlu adlı okurumuz... Bize gönderdiği e-mailde demiş ki:
''Erzurum'da Ramazan ayının güzellikleri arasında bir de trafik var... İnsanlar nedense Ramazan ayında gün boyunca neredeyse trafiğe hiç çıkmıyorlar. Bu yüzden şehir merkezindeki trafik akışı o kadar rahat ve huzurlu ki, sormayın...”
Aslını sorarsanız, dikkatimizi çekmedi değil, ancak nedense üzerinde durmaya değer görmemiştik bu konuyu...
Öyle ya!
Ramazan ayına has bir durumdu bu ve sonuç itibariyle de geçiciydi... Ramazan bitecek, bayram geçecek ve Erzurum caddeleri yeniden arap saçına dönecekti nasıl olsa...
Fakat diyor ki aynı okurumuz:
''Erzurum'da trafik sorununun çözüm bulması için her ayı Ramazan ilan edemeyeceğimize göre, kalıcı formüller üretmek lazım''
- Mesela, diyoruz...
Şöyle izah ediyor Sayın Bayramoğlu:
''Erzurum'da yeni ulaşım ağları oluşturulmadıkça ve mevcut arterler genişletilmedikçe trafik sorun olmaya hep devam edecek... Bu süreç öyle hemen tamamlanamayacağına göre, palyatif bir takım önlemler almak gerekecek...''
Okurumuzun aktardığı bilgilere göre, Erzurum'da Ramazan ayında toplu ulaşım araçlarına gösterilen ilgi daha fazlaymış... Öyle ki, ulaşım araçlarını kullananlar arasında, kendisi de dahil olmak üzere hususi otomobil sahibi çok sayıda insan varmış...
Yani...
Yanisi şu:
Diyor ki Kamil Bayramoğlu:
''Erzurum, öyle İstanbul, İzmir ya da diğer metropol kentlerle mukayese edilebilecek genişlik ve büyüklükte bir şehir değil... Yıldızkent'le Hilalkent, şehrin bir başıyla diğer başı anlamına geliyor ki, her ikisinin arası taş çatlasın 20 dakika, üstelik otobüs ya da dolmuşla...''
Demek istiyor ki, gerçekten gerek duymadıkça ve çok zarura olmadıkça hususi araçlar kullanılmasın... Haliyle ulaşım ihtiyacı, diğer vasıtalarla giderilsin...
Kısmen katılmakla birlikte, Kamil Bey'in bu önerisinin kabul görmeyeceğini belirtelim hemen...
Sebebine gelince...
Erzurum'da sağolsunlar, o kadar kaliteli ve modern standartlarda ulaşım hizmeti veriliyor ki, vatandaş bu hizmetten istifade edebilmek için gece gündüz duraklarda otobüs bekliyor...
Değil mi?
Değil tabi!
İddia ediyoruz, trafikte gezinen her 10 araçtan en az 3'ü, Erzurum'da ulaşım hizmetlerine gösterilen bir tepkinin ürünüdür...
Gidip bir sorun bakalım!
Öyle sürücüler vardır ki; sırf otobüs ve minibüs rezaletini çekmeme adına borçlanıp araba çekmiştir altına...
Şimdi, böyle bir şehirde vatandaşa kalkıp da ''hususi aracı bırak, toplu ulaşıma bak'' derseniz; daha yolun başında çuvallamışsınız demektir...
Her neyse...
Gelelim Sayın Bayramoğlu'nun ikin­ci önerisine...
Diyor ki Kamil Bey:
''Trafiğe çıkacak araçlar, gün ve plaka harf grubuna göre tayin edilebilinir...''
Yani?
Çift rakamla biten plakalar falanca günlerde, tek rakamla biten plakalar filanca günlerde trafiğe çıkabilir... gibi...
Cık, bu da tutmaz...
Zira, bir kere Erzurum'da bu tarz bir tedbir alınmasını gerektirecek yoğunlukta araç trafiği yok...
İkincisi, bunun adı bir yerde kategorize etmek olur ki; buna da kimse razı olmaz kolay kolay...
Uzatmayalım...
Trafikle ilgili bu önerileri getiren Sayın Okurumuz Kamil Bayramoğlu Beyefendi'ye teşekkür ederek, önemli bulduğumuz bir ayrıntıyı paylaşalım ve son noktayı koyalım bu bahse...
Ramazan ayı dolayısıyla dikkatimizi çeken şey, trafikte seyreden araç yoğun luğundan ziyade, park halinde bulunan araçların seyrekliğiydi aslında...
Evet, park halindeki araçlardan bahsediyoruz...
Özetle:
Park halindeki araç sayısı ne kadar az ise, trafik o kadar rahat ve yolunda...  Tam tersine park halindeki araç sayısı ne kadar fazla ise, trafik de bir o kadar çileli...
Dönelim şimdi en başa...
Erzurum'da durum malum, tabi belediyelerin durumu da... Bir gecede yolları genişletip, yepyeni ulaşım ağları oluşturamayacaklarına göre, geriye bir tek iş kalıyor, o da araç parkları...
Yani...
Şehrin genelinde şu park sorununa bir el atılırsa, trafik kısmen de olsa rahat bir nefes alır...
Bizden söylemesi!