İspir’in yetiştirdiği, önce Erzurum sonra da ülkeye armağan ettiği değerlerden.
Hazık Muhammed Efendi, Haşiizade Ali Efendi, Kadızade Mehmed Efendi, Cemaleddin Ömer Fazıl Efendi gibi, şöhretleri ülke hududunu taşmış alimleri, münevverleri yetiştiren İspir’in aydınlık yüzüdür Mustafa Yılmaz Çağlayan.
Çelebi tipinin “araştırmacı”, “İlme itibar eden”, “insan sevgisiyle donanmış” yönlerinin tebarüz ettiği şahsiyetlerden.
Bir seviye adamı..
Şahsiyeti vatan, millet sevgisinde mayalanmış örnek insan.
O, Şu İspir adını taşıyan, İspirle ilgili olarak gerçekleştirilmiş çalışmalar içinde mümtaz bir yere sahip eser kazandırmış ilçesine.
İspir’in menşeyini ortaya koyan çok değerli bir çalışma.
Eserinde Çağlayan bu menşeyi” İspire Milattan önce 7’inci yüzyılda yerleşen Saka Türklerinden bir boy” ile izah eder.
Çağlayan’ın sergilediği asil duruş’un kaynağı da budur.
O Saka Türklerinin seçkin evlatlarındandır.
Sevgili Muammer Cindilli ağabeyi, çelebi tipini en güzel ifade eden insanlardan biridir Mustafa Yılmaz Çağlayan” demişti.
Elhak isabet etmiştir.
Onda Hazık Efendi’nin heybeti, Haşizade Ali Efendi’nin mütevaziliği vardır.
Uzun yıllar SSK müfettişliği yapan Mustafa Yılmaz Çağlayan, görevinin sürdürdüğü dönemde, danışılan, sıkışıldığında yol göstermesi istenen biri olmuştur.
Kurum içinde edindiği saygınlık, biraz fıtratındaki sevgi mayasından, biraz da insanlara karşı samimi yaklaşımından olsa gerektir.
Aman diyenin amanına yetişmiştir.
Öyle anlatılır..
Bizde kendisinde bunu gördük.
Sevgili Nevzat Kösoğlu gibi son devrin en büyük münevverlerinden birini yetiştiren İspir, Mustafa Yılmaz Çağlayan gibi örnek kişilikte bir şahsiyeti bünyesinden çıkardığı için müftehirdir.
Kaht-ı Rical’in hemen her sahada hissedildiği bir dönemde, Çağlayan, bu sıkıntıyı çekenlerin tesellisidir.
Adam gibi adamdır Çağlayan..
Adem olma bilincini nefsinde yaşayan ve etrafına sıkıntı değil pozitif enerji taşıyan güzide sima Çağlayan’ı sevgi ve saygıyla yadediyoruz.
Tüm ispir, tüm Türkiye’de olduğu gibi..