Hatırlar mısınız?

Erzurum'a Hipodrom, yani at yarışlarının yapılacağı alan yapılacaktı!

Ne güzel olurdu değil mi, harası, ahırı pisti, seyisi, binicisi, bekçisi, hizmetlisi falan..

Her yarışta otelleri dolacaktı, esnafın yüzü gülecekti. Yani, Erzurum hareketlenecekti, yaşamaya başlayacaktı!

Yok!

İçimizden çıkan bir siyasetçi, "zinhar istemezüüük," dedi!

Ve atlar Elazığ'da koşmaya başladı!

Bu muhteremin kendi siyasi inancına göre verdiği karar Erzurum'a nelere mal olduğunu bile düşünmeden belki de yüzlerce kişinin ekmeğine engel oldu!

E, biz Erzurumlu gazeteciler olarak bu kararı alkışlayalım mı yani!

"Okey ağam, sen ne dersen o olur, boş ver Erzurum'un işsizliğini ve turizme olacak olan katkısını, sen böyle buyurduysan başımız üzerine," diyenler sustu, demeyenlerin ise sesi yetmedi!!

Bu nasıl bir zihniyettir, nazlı nazlı düşünenlere sormak gerek!

Erzurum'dan ne istiyorsunuz?

Erzurum sizin tekkeniz mi yani!

Gördük işte FETÖ'yü de başkalarını da!

Bu yapıyı han yapanların ziyan olmuşluğunu görmedik mi!

Gel gelelim, bu zihniyetten vazgeçmeyen erk, ülke genelinde bir genelge çıkartarak ve salgını bahane ederek içki satılan bazı yerleri kapattı.

Bir dakika!

Saf değiliz ki gaf yapalım!

İzliyoruz.

Genelge diyor ki; başka yerler değil, birahane ruhsatıyla iş yapanlar kapatılsın!

İyi de birahane, harama uçkur çözdüren kârhane değil ki!

Benzer yerler açıkken, neden birahane ruhsatı ile ekmek parası kazanan ve ekmek parası kazandıran yerler "yasak" yaftası yiyor ki!

Sizce bunda bir adaletsizlik yok mu yani!

Kaldı ki Erzurum'a dönersek.

Önümüz kış, salt dağda hapsolmak istemeyenler kente inip alış veriş yapacak ve bu arada kentin nezih mekânlarında yemek yiyerek sohbet etmek isteyeceklerdir!

Belki bizdeki anlayışa ters düşse de misafirlere düz düşecek olan Erzurum mangalında birkaç duble içkisini içecektir!

Yok!

Yasalara göre yasak!

Adamın yeri dört dörtlük, seçkin bir yer; ama misafir geliyor, "kapalıyız" diye bir yazıyla karşılaşıyor.

Niye?

İşte öyle!

Yapmayın!

Biz biliriz ki birçok turizm kentinde olduğu gibi yasaların izin verdiği ölçüde (ruhsatında 'birahane' yazsa da gerçek işlemi araştırılarak) bu tür yerlere yasalar ölçüsünde ayrıcalık sağlanmıştır.

Ve Erzurum'da bu sektörden evine ekmek götüren çok kişi var!

Bunların çektiği sıkıntıyı ve acısını bir düşünmek gerek!

Efendiler, sizin görmediğiniz sefiller Evlerine ekmek götürecekler, ekmek!

Bu ne demek bilir misiniz! (Ekmeksizliğin ve ekmeğin ne demek olduğunu bilenler bilir elbet!)

Sayın yetkililerin selamımızı almayacağını ve kelamımızı takmayacağını biliyoruz: ama ne yapacaksınız işte, ciğerimizi kurtlara, vicdanımızı çakallara yedirmedik henüz. O yüzden yüklü sözcüklerle bir tümce kervanı oluşturmaktır niyetimiz. Yani doğruyu söyleyerek kendimizi rahatlatmaktır amacımız!

Ben, bana düşeni dedim, diyerek mesleki ve insani görevimizi yapmış oluruz en azından.

Artık görevi olanlar düşünsün!

....

Bu satırların yazarına ulaştırılan bilgilere göre çok sayıda bu sektörde çalışanlar var; bu insanları kahvehane köşelerine hapsetmenin ve çıkmaz sokaklarda kaldırım adımlatmanın mantığı ne ola ki!

Genelde böyle olsa da bizi ırgalandıran bizim memleket olmalı! Ve olduğu için de dilimizdeki peçeyi aralayarak, "heç bele de ola," dedik işte!

Ve en önemlisi, batakhane gibi yerlerin kapatılmasını alkışlar ve takdir ederiz; ama gerçekten nezih yerlerin ve seçici misafirleri kabul eden birahane ruhsatlı ama restoran kalitesinde olanların da aynı kefeye konulmasını en azından Erzurum'a yakıştıramıyoruz!

Olimpiyatların yapıldığı bu kenti daha çağdaş yapmak için fazla gayrete gerek yok ki! Yeter ki inisiyatif kullanarak şu sıkıntılı günlerimizde rahat nefes alınması sağlansın!(Ya da bu konuda başka şehirler gibi inisiyatif kullanmak istemeyenler, bu kapatılan yerlerde çalışanları kendi kurumlarında istihdam etsinler, dersek çok mu şey istemiş oluruz.)

Bir zihniyet Erzurum'da Erzurum'a büyük ekonomik katkısı olacak olan hipodromu engellemişti.

Neden?

At yarışı oynamak harammış!

Sanki şimdi oynanmıyor!

Kahvehaneler, çayevleri ve otobüsler ve minibüsler tıklım tıkım; orada bulaşı yok; ama ruhsatında "birahane" yazıyorsa bu bulaşı birden bire buralarda bulaşıyor demek ki!

Bunu emreyleyenler biraz düşünmez mi acaba!

Yerelde ruhsat meselesi için inisiyatif kullanacak olanlarla, genelde bu kararı verenler bir yol düşünsün bakalım!

Doğruysa, "doğru" desinler; yanlış ise "yanlış" diye yapıştırsınlar alnımıza yanıtlarını!

Hani her zaman "adalet" diyoruz ya!

Kimsenin ne yavuklusu ne de yengesidir; herkesin bacısıdır o adalet!

Kimse elleşmesin ona, dediğimiz içindir bunca kelam!

..

Bu konuda ve Erzurum'da birahane "ruhsatıyla" çalıştırılan yerlerdeki ekmek kavgası verenler, "abi kimse sahip çıkmıyor bari sen yaz," diyerek dertlerini anlattılar.

Doğrusu içim yandı!

Biz de hangi sektörde olursa olsun, emekçiden yana olduğumuz için, "sesimizin ulaştığı yere kadar bağırırız," dedim.

Duyan olur mu, olmazı mı onu bilemeyiz, dedikten sonra, bu haksız derde derman için bir ferman verile diye, sessizlerin sesini ulaştırmaya çalışırız her zaman.

..

Yapılan güzel işleri alkışlayan ve olumsuz gördüğüm şeyleri de açıkça eleştiren bir gazeteci olarak, yetkililere derim ki!

Etmeyin, eylemeyin!

Ya bu konuda bir ferman verin; ya da derman olarak bu işsiz kalan ve ekmek peşinde koşanlara bir reçete yazın!

Olun ki; bunların karısından, çocuklarından, ev sahiplerinden, alacaklısından dua alasınız!

Batakhane, diye adlandırılan benim ve çoğu kişinin de onayladığım yerler zaten virüs nedeniyle değil de ahlaki nedenlerle kapatıldı.

Ve de daha varsa yine kapatılsın; ama burada adaletli olunsun!

Kararnamelere ya da yasalara yaslananların yanı sıra bir de bu sektörde ekmek götürmeyenlerin yaslarını düşünülsün!

Yok, restoran ve turizm ruhsatı olan yerlerde içilen bira helal, diğerlerinde haram diyorsanız, ona da söyleyecek sözüm olmaz ve de bulaşı oralarda olmaz buralarda kol gezer, diye düşünülüyorsa, sözün bittiği yerdir.

Özellikle Erzurum'da ve benzer kentlerde, hangi sektörde olursa olsun, sesini duyuramayan ve bu yüzden karnını doyuramayan garson, komi, aşçı, kasiyer gibi örgütsüzlerin çaresizlik öyküsünü dinlemek gerek!

Emekçiler cemaatinin şeyhi değiliz elbet; sadece gördüklerimizi ve söylenen dertleri aktarmaya çalıştık!

Ne yapalım, fişimiz çekilene kadar işimiz bu!

..

Son olarak; sokakta, caddede sigara içme yasağı getirildi.

Keşke Erzurum'da deniz olsaydı; keşke bir yatımız olsaydı, açılsaydık engin mavilere, güvertede bir cigara yakıp, üfleyerek dağıtsaydık efkârımızı martılara!

Olmayacak şeyleri düşlemek bedava; ama gerçekler çok pahalı ve imkânsız!

İşimiz bitene, yani fişimiz çekilene dek hangi sektörde olursa olsun, emekçilerin yanında olmaya devam edeceğiz; ne yapalım, huyumuz da fikrimiz de bu işte!

Kapitalizmin şeytanları kusurumuza bakmasın!

Böyle geldik, böyle gideceğiz bu dünyadan!

Çıplak ve ne istediğini ağlayarak anlatmaya çalışan bir bebek gibi değil, nefesini sökemeyen bir cenin gibi çöplüğe atılsak da iyi birileri yeniden hayata döndürecektir mutlaka!

Ve mevsimler değişecek, İzmir'in kır çiçeği ile Erzurum'un kar çiçeği aynı saksıda boy verecektir!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.