Okumanız ve düşünmeniz temennisiyle...
Maraba, hizmetkâr, ağa, bey ve particilik anlayışının çok etkili olduğu yerde gelişme olmaz.
Hainlik, hasetlik, çekememezlik, o da ne biliyor ki, o kim oluyor ki, o parayı nereden bulmuş ki, gibi ifadeleri duyarız ancak müdahale etmez susarız. İşte buna zihniyet tekeli denir.
Bendense iyi yapmış, iyi becermiş, zaten onun hakkıdır.. Eğer karşı taraftan biri bir iş yapmışsa; o ne ki dişin kovuğunu bile doldurmaz, zaten o bir yerlerden bulmuştur. Sözgelimi define gibi…
Bunları neden söylüyorum değerli dostlar…
Yıllar önce Erzurumlu bir usta el arabası üretmesine karşılık şehirde hiç satamamıştı.. Esnaf kardeşimiz çareyi İstanbul’a giderek oradaki bir tüccara sattı. Tüccarın tek şartı vardı: Arabalar İstanbul’a gelecek. Bizim damgamızı basacağız, sonra satacağız. Anlaştılar.
Bir süre sonra İstanbul’dan sadece damgalanmış el arabaları Erzurum’a geldi. Vatandaş şöyle dedi:
Gördün mü arkadaş el arabası dediğin işte böyle olur… İşte buna zihniyet denir dostlar.
Yıllar önce Erzurumlu bir iş adamımız çatı sacı üretmek için kolları sıvadı ve fabrikayı kurdu. Sacları üretti. Mağazasına koydu. Ancak giden her alıcı Erzurum üretimi malı değil de İstanbul’dan gelen ürünü satın aldı. Fabrika sahibi mecburen fabrikayı İstanbul’a taşıdı ve orada ürettiği sacları şehrimize getirerek güzelce sattı….
Yıllar önce Tornacı Hakkı Ustamız vardı. Bu ustamız Ağır Bakımın uzman ustasıydı. Gün geldi emekli oldu ve kurduğu atölyede torna ürünleri imal etmeye başladı. O zamanlar Murat 124’lerin ayna mariot dişlisini üreterek İstanbul’a gönderdi. Yan sanayi ürünü üretiyordu. Ürünler önce İstanbul’a gidiyor oradan tekrar Erzurum’a geliyordu…
Acı ama gerçek olan bu ve benzeri olayların yaşanması Maraba, Ağa kültürünün veya zihniyetinin ürünüydü.
Son olarak yıllar önce Erzurum’a 2. Organize sanayi bölgesi kurulma kararı alındı. Yer olarak Mödürge köyünün doğu tarafında yeni Hasankale yolu üzerinde yapılması kararlaştırıldı. O toplantıya katılan pek çok görevli, Ticaret odası temsilcisi gibi pek çok kişi buraya yapmayın… Bura sıkıntılıdır demelerine rağmen eski Ankara Valisi Nevzat Tandoğan gibi “biz uygun gördük yapılacak” anlayışıyla inşaatlar başladı ve milyarlar toprağa gömüldü. Şimdi ise yanlış oldu Ilıcaya taşıyalım anlayışı hâkim oldu. Şimdi geçen zamana mı, yoksa toprağa gömülen milli servete mi acıyalım…!
Ne dersiniz….!
Değerli dostlar kim ne derse desin bende bu zihniyet olduğu sürece şehrimiz kaybetmeye devam edecek…
Hocam şahane özetlemişsiniz kadim hastalıklarımızı. Atomu parçalamaktan daha zor olan iş, zihniyetleri değiştirmek geliştirmektir der büyükler. saygılar