Erzurum'a; bölgesindeki komşularına; yani Ağrı'ya, Kars'a, Erzincan'a, Bingöl'e, Muş'a ve diğerlerine, oraların perişanlıklarına bakarak benzetmede bulunanlar, "Doğu'nun Parisi" sıfatı yakıştırmışlar.
***
Yeri gelmiş bu sıfatı kendimiz kullanmış, birilerine caka satmış, yeri gelmiş aynı benzetmeyi yapanlara karşı çıkmak bi yana, destek vermiş, bunu yaparken de göğüs kabartmışız.
***
Yıllardan beri bu şehirde yaşayan, mesleki hassasiyet nedeniyle de yapılan yorum ve değerlendirmelere kulak kesilen bir gazeteci olarak, "Kardeşim, şu Paris de nereden çıktı? Erzurum'u benzetecek başka şehir bulamadınız mı?" eleştirisi yapanına hiç rastlamadım.
***
Hepimiz biliyoruz ki Paris, Fransa'nın ve hatta Avrupa'nın Başkenti.
Doğu’nun Parisi sözü, kabulümüz olmuş.
Hem de ittifakla!
***
İşte o başkent, yapılan eş zamanlı terörist saldırılarla bir anda kan gölüne dönüştü, "kâbus şehir" halini aldı.
***
Yazımı kaleme aldığım saatlerde ölü sayısı 127 olarak açıklanmıştı. 99 ağır yaralının bulunduğu bu acı olayda, ölü sayısının artması kuvvetle muhtemel.
***
Çok sayıda insanımızın yaşadığı Fransa, kimi zaman aynı kulvarda birlikte yürüdüğümüz, kimi zaman da yollarımızı ayırdığımız bir ülke.
***
IŞID terörü ile sarsılan Fransa'da yaşananlar, biçok olayda olduğu gibi, toplumumuzu ikiye böldü.
Kimi insan var ki, Fransızlar'a "oh" ediyor, "rüzgar eken, fırtına biçer" diyor.
Fransa'nın PKK'ya verdiği aleni desteği bilenler de, "Etme bulma dünyası, bugün bana, yarın sana" diyerek, farklı bir pencereden yapıyor değerlendirmeyi.
Kimileri de terörü lanetliyor, Fransa halkına, Paris insanına "geçmiş olsun" dileklerini gönderiyor.
***
Doğru olanı da bu bence!
***
Fransızlar'ın, özellikle de Cumhurbaşkanları Fransuva Mitterand döneminde, karısı Danielle Mitterand eliyle PKK'ya ve Kuzey Irak kürtlerine yardım yaptığını, destek verdiğini hepimiz biliyoruz.
***
Sadece Bölücü Kürtlere değil, Ermeniler'e ve Asala Terör Örgütü'ne de aynı ülkenin kucak açtığı gerçeği de hafızalarımızda kayıtlı.
***
Avrupa'nın birçok yerinde olduğu gibi, Fransa'da da İslam karşıtı çevreler kin ve düşmanlıklarını alenen koyuyorlar orta yere.
***
Fransızlar'ın başta Cezayir olmak üzere Libya'da ve bizim Anadolu'muzun Güneyinde işlediği cinayetlerin acısı ve sızısı da yüreğimizde tazeliği ile koruyor.
***
Bütün bunlara rağmen, "geçmiş olsun" diyorum.
Çünkü insanlık bunu gerektiriyor.
Dinimiz de bize böyle emrediyor.
***
Maide suresi 32. Ayetinde Allah, sebepsiz yere bir insanın öldürülmesini, bütün insanlığın öldürülmesiyle eşdeğer tutuyor.
***
Fransa'da öldürülen 127 insanın suçu neydi?
Soruyu biraz genişleterek sorarsam...
Hangi sebepten dolayı Suruç'ta 32, Ankara'nın göbeğinde 104 insanımız katledildi?
***
Bu insanların dini inaçları, siyasi görüşleri, mezhepleri ne olursa olsun, ölümlerine, öldürülmelerine kim "oh, iyi oldu!" diyebilir?
***
Fransa'da yaşanan olaylardan sonra, ülkelerin liderleri, siyasetçiler ve sanatçılar başsağlığı dilemek için sıraya girdi.
***
Bizde de gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve gerekse Başbakan Ahmet Davutoğlu sıcağı sıcağına hem geçmiş olsun mesajı yayınladı, hem de terörü şiddetle kınadıklarını ifade ettiler.
***
ERZURUM DA BAŞSAĞLIĞI DİLESE NE OLUR?
Diyorum ki, acaba Doğu'nun Paris'i Erzurum'dan biz de Fransa'nın Başkenti Paris'e, Belediye Başkanı bayan Anne Hidalgo'ya, "Adaş şehir olarak acınızı paylaşıyoruz" diye bir mesaj gönderemez miyiz?
***
Hatta işi az daha ileri götürüp, kentin tarih kokan bir köşesinde, ölenlerin anısına bir köşe de oluşturabiliriz.
Bir Eifel Kulesi maketi ve çevresinde karanfiller ile "Doğu'nun Paris'i Erzurum'da yaşayan insanlar olarak biz, Parisliler olarak sizlerin acınızı paylaşıyoruz" döviz ya da pankartları...
***
Sanırım acılı her insanın yüzünde tebessüm oluşturacağı gibi, bir İslam diyarından verilecek dostluk mesajları da yüce ve asil dinimize leke sürmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakacaktır.
***
İnanıyorum ki, atacağımız bu adım iki Paris'i, aralarında bir kaç bin kilometre olmasına rağmen biri birine yaklaştıracaktır.
***
Ben sadece bir öneride bulunayım istedim.
***
Taktir hiç şüphesiz Erzurum insanının ve temsilcisi konumunda olan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'indir.
***
Atatürk Üniversitesi’nin çeşitli fakültelerinin Fransızca Bölümleri’nde okuyan öğrencilerden de böyle insancıl bir adım gelebilir.
O adım, ilk adım, inanıyorum ki çok ses getirir.
Doğu’nun Parisi’ne de böyle bir adım atmak çok yakışır.