Depremler, Türkiye gündeminin önemli bir parçası oldu artık… Önce Manisa, ardından Elazığ, Malatya ve son olarak İran’daki depremin etkili olduğu Van Başkale…

Onlarca kan kaybı…

Yüzlerce yaralı…

Ve geride milyonlarca liralık maddi hasar…

Tabi en büyük niyazımız; “Allah görünür görünmez afetten, kazadan, beladan ve musibetten korusun” oluyor da, bunun için tedbir almamız gerektiğini de unutmamak kaydıyla…

Gelelim Erzurum’a!

Deprem kuşağı üzerinde miyiz, evet…

Geçmişte büyük felaketler yaşanmış mı, evet…

Yapıların durumu içler acısı mı, yine evet…

Allah korusun!

Elazığ’daki depremin bir benzerini Erzurum yasaşa, bırakın ilçeyi kırsalı, şehir merkezinde bile büyük ölçüde hasar ortaya çıkar ki, bu da sayısız can kaybı anlamına gelir…

Şunu bir kere kabul edelim!

Erzurum’da ekonomik ömrünü doldurmuş ve dahi depreme dayanıksız çok sayıda yapı var… Dolayısıyla çok geç olmadan bu alanda bir seferberliğe imza atılması ve söz konusu yapılar için çeşitli adımlar atılması gerekiyor…

Güçlendirme mi dersiniz ya da dönüşüm mü dersiniz, ne icap ediyorsa artık…

İşte bu manada yerel yönetimler acil bir eylem planı hazırlamalı ve Erzurum’daki eski yapılarla ilgili olarak bir durum tespitinde bulunmalıdır…

“Hangi yapılar sağlam, hangi yapılar dayanıksızdır?”

“Hangi yapılarda güçlendirmeye, hangi yapılarda dönüşüme ihtiyaç vardır?” şeklindeki soruların yanıtını bulacağı bu durum tespitinin ardından atılması gereken adımlar birbirini hem de hızlıca takip etmelidir…

Altını hususen çiziyoruz!

Bakınız, bu bir seferberlik halidir ve kamunun bu manada boşa kaybedecek zamanı bile olmamalıdır…

Maliyetmiş…

Gidermiş…

Bütçeymiş…

Bunların alayı hikâye!

Nasıl ki modern yapılaşmaya ve kentsel dönüşüme büyük bir hassasiyet gösteriliyorsa; kamunun aynı hassasiyeti “deprem tebdiri” babında göstermesi de gerekiyor…

Haksız mıyız?

Oturduğu binanın ya da evinin depreme karşı dayanıksız olduğunu öğrenen bir vatandaşa; “evini yık, yenisini yap!” diyebilir misiniz?

Hadi, dediğinizi varsayalım…

Peki, vatandaşın gücü buna yetecek mi?

Yetmeyecek…

O halde…

Kamuya düşen en büyük sorumluluk; depremlerin hemen ardından olduğu gibi, öncesinde de seferberlik ilan etmesidir…

Değil mi yani?

Enkazdan farksız yapıları en başından temizlemek, enkaz altında can aramaktan çok daha iyidir…