MHP Lideri Devlet Bahçeli, geçenlerde Twitter hesabında dile getirmişti:

Özetle demişti ki:

“Uzmanlık alanı olmayan insanlar çıkmış virüs edebiyatı yapıyor!”

Hakikaten de öyle…

Hangi TV kanalını açarsanız açın, hangi programı takip ederseniz edin; yüzler aynı, isimler aynı, konuşanlar aynı…

Hayır, adamların uzmanlık alanları olsa tamam, ama bir insan her konuda da konuşmaz ki canım!

Hele bir gazeteci hanımefendi var ki; maşallah allame-i cihan!

Koronavirüs’le ilgili öyle tespitlerde bulunuyor, öyle varsayımlar yapıyor, öyle tezler ileri sürüyor ki; sanırsınız İbn-i Sina’nın dizinin dibinde yetişmiş mübarek!

Yani Virologların bile dile getirmekten bilim adına imtina ettiği ne varsa, bu hanımefendi bir çırpıda sayıp döküyor…

Hem bu kadının maharetleri sadece virüsle kalsa iyi; depremde uzman, yangında uzman, ekonomide uzman, sosyolojide uzman, psikolojide uzman, siyasette uzman, seçimde uzman, dış politakada uzman, iç politikada uzman...

Uzman… Uzman… Uzman…

Düşünüyoruz da bazen…

Galiba bu hanımefendi ülkedeki uzman ihtiyacını bütünüyle karşılasın diye dünyaya gelmiş ya da kendisine böyle bir misyon yüklenmiş heralde…

Hiç susmuyor!

Hiç durmuyor!

Çekirge gibi o kanaldan bu kanala, o mecradan bu mecraya sıçrayıp, sıçrayıp duruyor adeta…

Ondan sonra da diyoruz ki:

“Bu gidiş nereye?”

Ne dersiniz?

Nereye gittiğimiz sizce de çok açık değil mi?

BELKİ DÜZELİR…

Bir hafta sonu, bir makine mühendisi, bir elektronik mühendisi ve bir bilgisayar mühendisi üç arkadaş arabayla, dağ evine pikniğe gitmek isterler. Giderlerken ıssız bir yerde arabaları bozulur. Hepsi de bunun nedeni hakkında kendi mesleki tecrübelerini de katarak yorum yapmaya başlarlar.

Makine mühendisi:

- Bunun mutlaka mekanik bir arızası vardır, der.

Elektronik mühendisi:

– Yok yok bunun ateşlemesinde bir problem var, bujilerini temizleyelim, der.

Bilgisayar mühendisi ise şöyle konuşur:

- Çıkıp bir daha girelim belki düzelir!