Erzurum’un ve elbette Doğu’nun acilen çözüm bekleyen binlerce sorunu var!
Hayatı etkileyen sorunlar bunlar…
İnsanın canını yakan meseleler…
Acil, beklemeye tahammülsüz ve gerçek!
Aslında bu sorunlar insanlığın genel ihtiyaçlarının dışında şeyler değil.
Olmaması, nerede yaşarsanız yaşayın insanın canını yakacak cinsten.
Eksik ya da ayıplı olması ihtiyaçları karşılayamayacak kadar sıkıntılı.
İnsanın olduğu yede ihtiyaçlar belli bir sıralamayla gelir malum.
Önce yaşamın garanti altına alınması gerekir.
Bu olmazsa ikinci maddeye geçmenin imkanı kalmaz.
İnsan yaşadığı yerde güvenle sokağa çıkabilmeli…
Gece istediği saatte canı isteyince kapısını aralamaya korkmamalı…
Anneler evlat yolu gözlerken korkulu ve kanlı gözyaşları dökmemeli.
Bu olmazsa, sizin için herşeyi var deseler de hiçbir şeyiniz yok demektir.
Bugün ülkemizin bir bölgesinde temel ihtiyaçların birinci maddesi insanların elinden alınmak için türlü hendekler kazılıyor.
Bu oyuna insan olduğunu ikrar eden hiç kimsenin gelmemesi gerekir.
Zira size iyilik ettiği için öldürdüğünü…
Toplumun huzurunu yani sizin huzurunuzu sizin iyiliğiniz için bozduklarını söyleyenlere tek bir cümlelik kesin bir cevabınız olmalı…
“Hadi başka kapıya!”
Devlet, konumu itibarıyla hantal bir örgütlenmedir…
Eli zaman zaman yavaşlar…
Zafiyete benzeyen, mazlumları zor duruma düşürecek şekilde, kararlarını almakta gecikmeler gösterebilir…
Ancak devlet, milletin devletiyse gecikse de asli unsurunun yanında yerini alır.
Zaman zaman milleti kendi tebası gibi gören anlayışların elinde devletin adaleti eksilebilir…
Hataları çoğalabilir…
Ancak bunların geçici, millete hizmetkar olan devlet anlayışının asıl olduğunu bilerek sabretmek iyidir.
Açıkça yazalım kafalarda suizan oluşturacak tortular kalmasın.
Güneydoğu’da devlet otoritesini kıracağını zannederek kendi vatandaşlarını ateş çemberinin içine hapsedenlere en esaslı cevabı yine bu vatanın çocukları verecektir.
Vermelidir!
Yoksa ihtiyaçlar listesinin ikinci maddesine geçmek mümkün olmaz.
Geçilse de çocukları ölen annelerin gözyaşlarına rağmen bir anlamı olmaz.
Bakın bir kaç ay önceye kadar Erzurum ve çevresinde meydana gelen terör hadiseleri Kasım seçimlerinin iradeyi açıkça yansıtan neticelerinden sonra önemli ölçüde azaldı.
Güneydoğu’da da insanların bir devlet çatısı ve din kardeşliği altında herşeyin çözülebileceğine ikna olması ve artık kimse ölmesin diye bunu göstermesinin tam zamanıdır.
Zira biz 2016’da bu toprakların insanlarına hayatın güzelliklerini getirecek, pek çok ihtiyacının karşılanacağı bir yıl olarak bakıyoruz.
Birinci maddede yerinde sayan bir yıl olarak asla değil.
Not: Geçen perşembe başladık. İnşallah her perşembe TRT Erzurum Radyosu’nda saat 11:45’te başlayacak olan bir iyilik çağrımız var. Sadece 5 dakika sürecek olan bu çağrıya kulak verirseniz iyiliği birlikte büyütebiliriz. Haberiniz ola.