‘’Ama Erzurumumuz öyle mi?
Bizim dağlı, çok yollu şehrimiz
Kapılmadık bir zevkü sefaya
Yüz vermedik isyan şarabına…’’
Diye devam eden şiir 1828 yılında Rus ordusuyla Erzurum’a gelen ünlü yazar Aleksandr Puskin’e ait. Erzurum’un bir yol şehri olduğunu anlatan Puskin’e inat, 195 yıldır Erzurum, Karadeniz'i doğuya ve güneydoğuya bir türlü bağlayamıyor.
Önceki Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Erzurum gezisinde demişti ki; "Erzurum, Avrupa ve Orta Asya'ya açılan Kafkasya koridoru üzerinde stratejik konuma sahip bir ilimiz. Ticaret yolları üzerindeki Erzurum, potansiyeli yüksek bir ticaret ve sanayi merkezi. Erzurumluların daha yüksek bir yaşam kalitesine ve dünya standartlarında bir ulaşım ağına sahip olması için projeler üretiyor ve yakından takip ediyoruz’’…
Kop, Dallı kavak, Tekman, Kırık ve Çirişli tünelleri yıllardır bitirilip, Erzurum yeniden jeopolitik önemine, tarihi kavşak ve yol şehri vasfına kavuşturulamıyor. Erzurum’un uçak sefer sayıları azaltılıyor. Hızlı tren yok..! Bizim siyasilerin ilgisizliği mi dersiniz, Trabzon lobisinin gücü mü dersiniz, adına ne derseniz deyin Erzurum’dan ışık görünmüyor..!
Erzurum’un kalkınmasında en önemli etken her türlü ulaşım ağı yani yol. Sanayi ve tedarik merkezlerine uzaklık çok ciddi maliyet. Şehir, kalkınmada öncelikli iller arasında 5. teşvik bölgesinde yer alıyor. İşverenin ödediği SGK primi 4 bin 590 lirayken, 6. bölgede bu tutar sadece 400 lira. Haliyle de sermaye, nitelikli iş gücü ve beyin cazibe merkezlerine doğru yol alıyor.
Dört ülkeyle sınır komşusu olan kuzeydoğu Anadolu bölgesi, ülkemizin en geri kalmış bölgesi. 11 yıldır bitirilemeyen tüneller, sağlanamayan bağlantılar, bölgenin boşalmasına neden oluyor. Bu arada hatırlatmış olayım, Erzurum’da 130 yıl önce savaşın gölgesinde, dağların tepesine yapılan 12 tabyanın yapılma süresi tam 10 yıl…
El’in Rus’u, Puskin’in de dediği gibi, ‘’Bizim dağlı, çok yollu şehrimiz’e’’ ayıp olmuyor mu..?
Kardenizli bitirmez. Acından ölür yoksa