TRT Erzurum Müdürlüğü’nde yıllarını mesleğine vermiş yaptığı programlarla da defalarca başarılara imza atmış prodüktör Feridun Fazıl Özsoy’la Erzurum’un tanınan gazetecileri TRT Erzurum Radyosunda Doğu’nun Sesi programına katılıp gündem değerlendirmesi yapıyorlardı.
Ulusal, bölge ve yerel gündeme dair konuları kamuoyu ile paylaşıyorlardı.
Neler mi konuşuyorlardı?
Ülke ve Millet yararına olan her şeyi.
Mesela Cumhurbaşkanımızın tutarlı Suriye Politikası ile Türkiye’nin masada yer alabileceğini, Ortadoğu’da söz sahibi olabileceğini anlatıyorlardı.
Demek not edilmiş bu, bir yerleri rahatsız etmiş.
Şehrimizin göz bebeği, ülkemize çağ atlatan sağlık politikalarının mimarı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın sağlık alanındaki üstün gayretleri paylaşıyorlardı.
Sayın Akdağ’ın özellikle de Bölgeye ve Erzurum’a yaptığı hizmetleri konuşuyorlardı.
Erzurum’un saygın milletvekillerinin ellerinden gelen bütün imkanları kullanarak şehri bir adım daha nasıl ileri götürmek için çaba gösterdiklerini ifade ediyorlardı.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen’in kentsel dönüşüm başta olmak üzere şehre yaptığı hizmetleri söz konusu ediyorlardı.
Hükümetin bölgeye ve Erzurum’a kazandırdığı yatırımlardan bahsediyorlardı.
Mesela TRT’den sorumlu çok değerli Başbakan Yardımcımız Numan Kurtulmuş ‘ta Erzurum’a geldiklerinde birkaç kez TRT Erzurum Müdür Vekilinin mikrofonu çekmeye çalıştığı gazetecilerle TV’de program gerçekleştirmiş ve kendilerini başarılı programa imza attıklarından dolayı tebrik etmişti.
*
İşte böylesine güzel ve anlamlı bu program bir anda sonlandırıldı.
Kim sonlandırdı?
TRT Erzurum Müdürlüğüne vekalet eden İnşaat Mühendisi hanımefendi...
*
Ses getiriyordu program, icra ile halk arasında sağlam iletişim köprüleri kuruyordu çünkü.
Kifayetsiz muhterisleri rahatsız etti bu durum.
Halk ile hizmet arasında kurulan köprüyü yıkmak için yıkım ekibi harekete geçti hemen.
Taktikleri çarpıtma, kazma kürekleri iftira, dozerleri iki satırlık resmi yazıydı.
Bu kadar basit, devlet vermiş eline kamu gücünü, yapmak yerine yıkmak için kullan!
Nasıl olsa dur diyen yok, hesap soran yok.
*
Kamu adına her icraatın bir mevzuat dayanağı olur.
Sağlam gerekçesi olur.
Tutarlılığı, haklılığı olur.
Bunlar da bulmuşlar gülünç, tutarsız, dayanaksız bir gerekçe.
Duyanlar kahkahayı basacak da gargalardan sıra gelmiyor.
Gerekçe neymiş, bir de siz işitin.
Edindiğimiz istihbarata göre şuymuş bu saçma kararın sebebi.
Efendim programa katılan gazeteciler burada kendi reklamlarını, tanıtımlarını yapıyorlarmış.
Fesubhanallah!
Hanımefendi daha yönettiğini sandığı kurumun yolunu bilmezken, bu insanlar gazeteciliğin zirvelerinde tur atıyordu.
Şu anda da aktif olarak ajans, site yönetiyorlar. Program yapıyorlar.
Yani hiç böyle şeylere ihtiyaçları yok.
Bunu, bu saçma iddiaları kapı arkalarında dillendirenler de bal gibi biliyorlar.
Gerçek rahatsızlıklarını yürekleri olsa söyleyecekler, yok ki söyleyemiyorlar.
*
Sayın TRT Genel Müdürüne bir çağrım var.
Siz kamu kuruluşu değil misiniz, tahkik kurulunuz, teftiş kurulunuz yok mu?
İşte alenen çağrı yapıyorum, gönderin gelsinler.
Kötü yönetim yüzünden birbirine düşen personeli dinlesinler.
İş ve işlemleri genel olarak incelesinler.
Şu bizim konuyu da özellikle mercek altına alsınlar.
Var mı öyle kraliçe hazretleri gel deyince memleketin saygın gazetecileri gelecekler... İstemem deyince iki satırla gidecekler.
Bu mudur?
Vah vah vah! Eyyy koca TRT sen bu hallere düşecek kurum muydun?
*
Kıymetli siyasi heyete de birkaç sorum var.
TRT’nin liyakatten uygun kişilerce yönetilmesi gerekir ve milletvekillerinin bu ölçüye uygun tavassutları anlaşılır bir şeydir.
Sorum şu, bugünkü Erzurum TRT yönetimi size göre yeterli, yönetimsel ehliyete sahip midir?
Yayıncılık konusunda karar verecek derecede hangi mesleki deneyime sahiptir?
Hangi milletvekilinin referansı bu atamada belirleyici olmuştur?
O milletvekili veya milletvekilleri bu yöneticinin mensup oldukları fikirlerle tam uyumlu oldukları kanaatini taşıyorlar mı?
Liyakatın yani yeterliğin temelinde birde hak etme” kavramı vardır