Yirmi otuz yıl sonra Türkiye’nin yakın tarihi yazıldığında, hiç kuşku yok ki ana başlıklardan biri belki de en başlıca olanı MHP ve MHP’nin lideri Devlet Bahçeli için atılacaktır.

Tarihçilerin üzerinde ittifak ettikleri bir tanım var:

“Konunun tarafları hayatta iken yazılan tarih, ya yanlı olur ya da eksik.”

Bu tanımdan hareketle, bugünü bugün kim yazarsa yazsın illa ki eksik kalan bir şeyler olacaktır.

MHP, bir siyasi parti mi, “evet; MHP bir siyasi partidir.”

Bir yanıyla tam da böyle…

Lakin zarfa değil de mazrufa bakarsanız MHP; aynı zamanda bu ülkenin, bu devletin ve bu milletin sigortasıdır da…

Hem öyle muhkem bir sigortadır ki, ne vakit devletin başı derde girmişse orada hep MHP’nin sağduyulu siyasetini ve vakur duruşunu görürsünüz.

Asla oy kaygısı güdülmez, asla günübirlik ataklar yapılmaz ve asla istismar siyasetine tenezzül edilmez.

Nasıl yani, sualinin en ete kemiğe bürünmüş cevabı, 15 Temmuz kanlı kalkışmanın ardından hem Devlet Bahçeli’nin hem de MHP’nin kurumsal tavrıdır.

O MHP ve Bahçeli ki, Türkiye üzerine oynanan oyunları bozmakla kalmadı; tüm gücüyle AK Parti’nin yanında saf tutarak, adeta dalgakıran görevi yaptı.

İşin en kolay ve cazip yanı, hükümete muhalefet ederek ülkemiz üzerine tuzak kuranlardan aferin almakken Devlet bey, zor olanı hem de en zor olanı seçti.

Nice AK Partili olanların bile göremediği sinsi oyunu Bahçeli önceden çözümledi ve bunun için de belki birçok politikasını beğenmediği AK Parti’nin daha özelde ise Tayyip beyin yanında durdu. O’na arka oldu, yol arkadaşlığı yaptı.

Çünkü Devlet bey adı gibi biliyor ki, yer yüzündeki bu son Türk devleti de yıkılırsa bir daha yenisi kurulamaz ya da çok zor kurulur.

Tayyip bey de çok esaslı bir lider…

Öyle olmasaydı eğer MHP’nin desteğini geri çevirirdi.

Tam tersini yaptı, MHP’yle yol yürümeye başladı.

O yol ki, işte yarınların Türkiye’si için pusula oluyor.

O yol ki, işte Cumhuriyetin ikinci yüz yılına rehberlik ediyor.

O yol ki, kim Türkiye üzerine menfur emeller besliyorsa onların tezgahını başlarına geçiriyor.

O yol ki, tarih yeniden yazılırken “kutlu yol” diye tarif edilecek.

Gelelim seçimlere…

MHP, ülke genelinde olduğu gibi Erzurum’da da tam gaz seçim çalışması yapıyor.

Liste bir adayı Kamil Aydın’dan tutunuz da liste beş adayı Mehmet Musa Çakır’a kadar herkes koşturuyor.

Hele bir de il başkanı Adem Yurdagül var ki, sormayın gitsin…

Genç bir siyasetçi, azimli, inançlı, yarınlarına güvenen bir kimse…

Ya Muhammet Hanifi Macit hoca…

(Ömer Haluk Pirimoğlu’nu ortalarda göremiyoruz, lakin Naim Karataş sanki liste bir adayı gibi koşturuyor.)

MHP doludizgin…

MHP zıpkın gibi…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.