6 şubat gecesinde 7,7 şiddetindeki depremle fırladık yatağımızdan…

Milyonlarca insanımız hazırlıksız yakalandı gecenin zifiri karanlığında…

Bir telaş bir korku içinde geçtik ekran başına…

…Ve ertesi gün mesaiye başlarken 7,6 altı şiddetindeki ikinci bir sarsıntı ile karşılaştık.

Deprem felaketine esir olan iller K.Maraş, Hatay, Ş. Urfa, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Adana, Osmaniye, Malatya ve Adıyaman oldu.

***

Acımız büyük tarifi mümkün değil.

Öylesine bir felaket ki, hemen hemen 85 milyonluk ülkemizde hepimizin eşi dostu, akrabası, hemşehrisi vardı o topraklarda…

***

Benim de akrabalarım yaşıyordu Hatay’da, Şanlıurfa’da, Malatya’da…

Daha deremin ardından şafak vakti, hem amcamın hem de teyzemin oğlu Ali Pala, Whatsapp grubundan yazdı.

Malatya Yeşilyurt’ta yiğenleri ve kız kardeşinin enkaz altında kaldığını ve kendisinin yolda olduğunu ifade etti.

Geçmiş olsun dileklerimizi ilettik.

Ali, varmıştı Malatya’ya…

Ağabey; eniştem Muhammet’i, (Sarıbaş) yiğenim Aliye’in kızı Berra ve oğlu Alptek’ini çok şükür sağ çıkardılar enkazdan…

Ama Aliye ve Adem’e henüz ulaşılamadı.

***

Evet! depremin ikinci günü akşam saatlerinde acılı haberi verdi Ali Pala bize…

Maalesef Aliye’yi kaybettik.

Malatya’ya hem matematik öğretmeni, hem gelin hem de deprek şehidi verdik.

Her şey Hakk Teala’dan geliyor boynumuz kıldan ince Allah’a karşı…

Aliye’nin annesi yani teyzemin kızı Nadiye ve eşi Selahattin Karaca eniştemiz Malatya’da biricik kızını enkazın ardından toprağa verdi.

Aman Allah’ım ne büyük acı, sen kimseye gösterme…

…Ve, enkazın altındaki Adem’den de depremin 5. Günü geldi acılı haber.

Ankara’da İngilizce İşletme okuyordu, üniversite son sınıf öğrencisiydi Adem Karaca…

***

Yarı yıl tatilinde Malatya’ya giderek ablası Aliye ile hasret giderip, memleketi Erzurum’un yolunu tutmak istiyordu.

Asrın felaketi izin vermedi Adem’e…

Adem aslında deprem gecesinin akşamında annesi Nadiye’ye, telefonda “Anne ben yarın akşam Erzurum’dayım, senin elini öpmeden sakın yatma, anne” dedi.

Ve, “Yarın akşam görüşmek üzere, hoşça kal” dedi annesine…

Ne acı ki, Adem Karaca’nın cansız bedeni getirildi, Erzurum’a…

Acıların en büyüğü bir anne ve baba için iki çocuğunu bir gün aralıklarla toprağa vermek.

***

Allah sabır versin acılı aileye…

***

Biz tüm deprem şehitlerimizin acısıyla yıkıldık. Önce milli güreşçimiz Eray Şimşek’i depremde kaybettik.

Sonra da Kahramanmaraş İstiklal Sporlu Burhanettin Sever’in ölümü ile yıkıldık.

Depremden sağ kurtulan Burhanettin Sever, hastanede futbolunun baharında bu dünyaya veda etti.

Bizleri yasa boğdu.

***

Şu an içimde ne fırtınalar kopuyor bir bilseniz.

Burhanettin’i yazmaya kalksam bu sütunlar yetmez.

Kitap yazarım kitap Burhanettin için…

Ahlaklı mı ahlaklı idi…

Efendi miydi efendi.

Zeki miydi zekiydi.

Yani tam Atatürk’ün; sporcuyu tarif ettiği cümlenin hakkını veren bir futbolcuydu.

***

Cumartesi günü yiğenimin cenazesindeki mahşeri kalabalığı görünce, dün da Burhanettin’in ebediyete uğurlanışına tanıklık edince, şunu söylüyorum.

Ne çok seveniniz varmış gardaşlarım.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.