Hepimizin ilk eksiği bilgi! Her konuda bilgi eksikliğimiz var, birçoğumuz kabul etmeyiz! Hayatında mutluluk hakkında kendi fikrini oluşturamamış, mutlu olmayanlar, mutluluk bilgisine ulaşamamış insanlardır! Oysa mutluluk bir bilgidir, bilginin sonucudur.

Mutluluk sadece kafadadır! Kafada oluşur! Salt mutluluk insanlarda çok fazla olamaz, çünkü gerçek insanların kaygıları, endişeleri ve sosyal hayatta acı hikâyeleri olan insanlar vardır!

Tam mutlu olmak diye bir durumun olmadığını düşünüyorum. Bunu benden beş bin sene önceden yaşayarak düşünmüş insanlar var! Kimisi hazlardan söz etmiş, kimisi kısa anlı mutluluklardan, kimisi mutlu olmak için önce acı çekmekten!

Mutlu olmak istemenin belki de ilk şartı, mutluluk hakkında bilgiye sahip olmak! Ve mutlu olmak istemek. Ve mutluluk hakkındaki bilgiyi harekete geçirmek!

Halil Cibran; “Zindana götürülen bir adam görürsen, kalbinden şöyle geçir; Kim bilir sürüldüğü daha dar ve karanlık bir zindandan kaçıyordur belki de”!

Mutluluğu tanımlar üzerinden ziyade, hayat hikâyeleri üzerinden değerlendirmek gerekir. Hayat hikâyeleri ise bilgi ve oluşturulmuş karakterler ve kendince çizilmiş yol veya tercihler ile ilgilidir.

Şiddet yanlıları, hayatın anlamı üzerinde kendi felsefesini oluşturmamış, kendi hayatının hedefleri hakkında düşüncesi olmayan, yaratılışın gerektirdiği dürtülere saygısı olmayanlarla mutluluk aramanın bir yolunu bilmiyorum. Adalet ve ego konuları üzerinde kafa yorarak, doğru yerde yer alamayan insanların da dünyada mutluluktan yana payları olmadığı gibi, diğer insanlarla ilişkilerindeki mutluluğun belini kırdıklarına inananlardanım.

Mutluluk insanın kendi kafasındadır. Bu geçici hazlarla veya haz peşinde olmaktan ziyade daha kalıcı düşünce oluşturabilmek, egolardan sıyrılmak, başka insanların mutlu olabilmesine değer vermekle başlar.

Çok mutlu olacak işler yapan insan, mutlu olurken diğer insanların da yaptığı işlerden mutlu olduğunu duyması gerekir. Mesela; siz bir yerden para kazanıyorsunuz, bu parayı kazanırken bazı insanlar mutsuz oluyorlarsa; sizin mutluluğunuzun adı bildiğimiz mutluluk olamaz! Bu insanların aile içi ilişkilerinde de böyledir, sizi mutlu eden bir iş, diğer insanları mutlu etmiyorsa; bu durumun adı da mutluluk olamaz.

Bir arkadaşım bana “kitap okuma, okursan mutlu olamazsın ve kitap okumayan bir toplumda mutsuz olur, acı çekersin” demişti! Ve diğer bir arkadaşım da “Kendi çevrende bile kitabi bilgileri uygulamak istediğinde büyük sıkıntılar yaşamamak için okumayı terk etmeli ve herkes gibi olmalısın” demişti. Bu iki öneri de bilgilenme, gelişme, ufkun olduğu yerde kalsın ki; herkes gibi olduğunda gerçek başarıya ulaşırsın (!) demek istemişlerdi.

Bu iki arkadaşım da ironi yapmışlardı!

İnsan ilişkilerimde ve sosyal medya yazışmalarındaki iletişimlere baktığımda daha iyi anlıyorum ki; okumak, düşünmek hayatta mutluluğun ve mutsuzluğun kaynağında yer alıyor!

Huzurluyum diyor mesela! Ülke sorunları, aile, istikbal, zor hayatlar ve gelecek endişesi taşımıyor ve huzurlu(!). Kabullenmek ise çok farklı bir durum. Mesela; ölümü kabullenmek normal ve gerekli bir durum, ancak ölüm korkusunu yenmeğe yetmiyor!

“Hepimiz aynı bataktayız ama bazılarımız yıldızları seyrediyor” der, Oscar Wilde.

Ve Halil Cibran “Büyük adamın iki kalbi vardır; birisi acı çeker ve diğeri ümit eder”! Bu biraz da hayatı çözmenin ruha ve yaşama yansımasıdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.