Ocak ayı yağmursuz yağışsız geçiyor. Kıtlık kapıda! Kıtlık büyük felaket olabilir. Su olmadığı veya kıt olduğu durumlarda, tarım alanları başta olmak üzere insanların yaşamlarının ne kadar zor olabildiğini bilmeyen yoktur.

Şimdi Allah’tan yağmur yağdırması için dua ediyor, yağmur duaları yapanları görüyor, duyuyoruz.

Allah merhamet etsin, yağmur yağdırsın!

Allah merhametini kaybetmiş insanlara merhamet eder mi; aklıma bu sorular geliyor?

Merhamet, merhametli olanların isteyebileceği bir duygu durumudur.

Merhameti olmayanların merhamet dilenmesini Necip Fazıl; “Merhamet, kirli ağızların pis sakızı” olarak tarif etmiş; Reis Bey’de! Bu tariften daha güzelini bulamadığım için Necip Fazıl’ın bu sözünü paylaştım. Doğru söz olsun da kimin söylediği önemli değil, doğru söz kutsaldır!

İnsanların arkasında kırk fırıldak çevirerek işinden gücünden, ekmeğinden eden merhametsizler, merhamet dileniyorlar(!)

İki bin liralık kirayı beş bin lira yapan mal sahibi Allah’tan merhamet dileniyor, yağmur için dua ediyor! Kiracısına evimden çık, git nerede oturursan otur diye kiracısını kapının önüne eşyalarıyla birlikte sokağa atarak empati yapmayan ev sahibi, durumu umursamayan, çözüm getirmeyen devlet, merhamet konusunda sınıfta kalmıştır.

İnsanları yalnızlığa terk edenler, Allah’tan yalnız ve kimseye muhtaç kalmamaları için merhamet istiyor(!)

Para kazanmak için her şeyi mubah gören, kâr sağlamak için her şeyi fırsat gören merhamet etmeyen ticaretçi, Allah’tan merhamet dileniyor!

Hastaya merhamet etmeyen, hastanın yakınları, doktorları, hasta bakıcıları, Allah’tan merhamet diliyorlar!

Anayasadaki ücretsiz tedavi ve ilaç hakkı bulunan vatandaşların tedavisi için özel hastanelere muhtaç eden, 5.500 TL emekli maaşıyla hem kira verip, hem hastanelere para yetiştirip, hem bir kısım ilaç ve medikal ihtiyacını emeklinin sırtına vuran ve hem de ailesini geçindirmeye çalışanın cebinden kâr amacı gütmek, acımasız bir durumdur! Bunu yapanların merhametten pay hakları olabilir mi?

İnsanlara, eşine, çocuğuna, hayvanlara, tabiata şiddet uygulayanların merhamet beklemesi trajikomik değil de nedir?

Din konularında bilgisi olmayanlardan faydalanarak, din satarak paralarını alan, Allah adına yalan söyleyerek, vaatlerde bulunan, hayatında hiç çalışmadan geçinen merhametsizlerin de merhamet dilenmeye hakları yoktur herhâlde?

Sonuç şu ki; kim olursak olalım, Allah’tan bize merhamet etmesini isteyecek yüzümüzün olabilmesi için önce kendimizin merhametli olması gerekir! Hastaya, yaşlıya, gelir seviyesi düşük olanlara, düşkünlere, yatalak kalıp yüzünüze bakanlara, maddi kişisel ilişkinizin olduğu insanlara (kiracı), maddi durumunuz iyiyse sizden geliri daha az olanlara yardım etmek merhamet boyutlarınızı gösterir!

Ürettiğiniz mamullere hile katmak nasıl bir zulümdür? İnsanlar kapalı şeylerin içlerini göremezler ama onu bir görenin olduğunu unutmamaları gerekir. Kendi evinde tüketmeyeceği hileli bir şeyi, başkalarına yedirenin merhameti; bir yırtıcının merhametinden daha zalimdir.

Adaleti siyasileştirenler, adaleti saptıranlar, adaleti geciktirenler, adaleti dipsiz kuyulara atanlar nasıl bir merhamete sahipler, kim bilir? Adalet duygularını nasıl bir maddeyle kaplamışlar ki; adalet doğruyu bulmak için bir türlü vicdanlarına ulaşamıyor?

Merhamet etmeliyiz ki, Allah’tan merhamet etmeye hakkımız, istemeye yüzümüz olsun!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.