Gidişine bahaneler uydurma.
Ben bahanelerine değil sana muhtacım.
Gelişine açılmış gözüm… Gitmen gerektiğine dair yazdıklarını okumaya değil, seni görmeye heveskârdır yüreğim.
Kar yağıyor… üşüyorum.
Bu ilk üşümem değil, sanma seni suçluyorum.
Gittin, döneceksin umuduyla dayandı parmaklarım.
Ancak bilesin, avuç içlerimin çatlaklarına hâkim olamıyorum.
Ayalarım çatlıyor, yüreğim gibi… durduramıyorum.
Bahar gelecek diyorlar, gelişine emin olamıyorum.
Gittin, bütün gelişler tereddüt oldu bende.
Tabiata kanıp, bu sene de baharın geleceğine inanamıyorum.
Sonbahar oldu, yetmedi… kar yağdı, bu ayrılık bitmedi.
Gelecek diyerek kulağımda uğulduyor ya rüzgar, onun da söylediklerini kesin sayamıyorum.
Gitmene mantıklı sebepler bulup avunmak mevsimi değil!
Kar yağıyor… üşüyorum.
Gelsen susarım, sormaya yeltenmem gidişinle gelişin arasında kalanları.
Gelirsen, bakmadan kaç mevsim geçtiğine arada… dün akşam bırakmış gibi gelir yanına, kollarımı dolarım boynuna.
Kar yağıyor, gözlerimi pusu vurdu, kapanmamış yollarda kayboluyorum.
Bu ilk yağışı değil başıma karın.
Bu ilk ıslatışı değil beni.
Eldivenlerim vardı biliyorum, bana ördüğün beyaz kaşkolü bir türlü bulamıyorum.
Gidişin büsbütün unutkan etti zahir.
Bir umut beklemek, mümkünsüz değil evet!
Bahaneler uydurup, çocuklar gibi mızıldadığıma bakma.
Tereddütsüz bekliyorum.
Karı eritinceye kadar güneş ve yağıncaya kadar yeniden kar.
Aklına vurursam, kesin gelirsin biliyorum.
SEVDİM… YAZDIM… ÖLDÜM!
Dünya varolduğundan beri insan hep anlatmaya uğraşmış.
En çok jest ve mimiklerini kullanmış, hareketlerle bir hayatı anlaşılır kılmaya çalışmış.
Sonra konuşmuş.
Anlayınca konuşmanın ifade edebilmek için en etkili yol olduğunu, hiç susmamış.
Veyazıyı keşfetmiş insan.
Aklına ne gelirse yazmış.
Yazdıklarının çoğunun çer çöp olduğuna aldırmadan yazmış.
İyi ki öyle yapmış, şimdi yazı masamın karşısında sıralanan kitaplara bakıyorum ve hiç boşa gitmediğini anlıyorum o çabanın.
Bir aşkla yazmış insan, hep aşkı yazmış.
En çok sevgilisine name düzmüş, sonra ihanetin acısını anlatmış uzun satırlar boyunca.
Derin bir oh çekinceye kadar yazmış çizmiş derdini anlatmanın telaşıyla kendisine verilen nefesi sonuna kadar tüketmiş.
Son nefesinde sorduklarında ona, “sevdim, çok sevdim, acı çektim, yine sevdim, karşılık bulamadım, bunca sevmeme rağmen aşkın varlığını bir türlü kanıtlayamadım.
Olup olmadığı tereddütlü bir aşkı yaşadım durdum.” demiş.