Bir ülkede sürdürülebilir büyüme, ülkenin yaşam standartlarını iyileştirmek ve ekonomi de yüksek verimlilik sağlamakla olur.
Türkiye'de son yıllarda kaydedilen ekonomik büyüme, gelişmiş ülkelere yaklaşmış olsa da katma değer anlamında yapısal reformlara ihtiyaç vardır.
Bu ihtiyacın karşılanmaması, sürdürülebilir büyüme de risk taşır.
Türkiye'de, imalat sanayi, hizmet sektörü, bilişim, temel ilaç sanayi, motorlu taşıtlar, kimyasallar, ulaştırma ekipmanları gibi alanlar; verimlilik artışı, inovasyon ve ticari değer açısından büyük bir potansiyele sahipken, mevcut kaynakların zaman zaman kalkınmayı yeterince desteklemeyen, verimliği düşük sektörlere kayması, ekonomik büyümeyi yavaşlatmaktadır.
Firmalar teknik kapasite artışı ve yenilikçilik yoluyla verimliliklerini artırarak, verimli olmayan firmalara karşı fark yaratıp, rekabet piyasasını harekete geçirecek, mevcut kaynakların daha verimli kullanılmasını teşvik etmek suretiyle kalkınma ve büyüme de önemli rol oynayacaktır.
Sermaye ve insan kaynakları, verimliliği yüksek olan firmaların elinde bulunduğu sürece ekonomik büyüme ivme kazanır.
Türkiye'de özel sektör alanında inovasyon süreçleri yavaş ilerlese de TÜBİTAK ve KOSGEB gibi hibe programlarıyla iyileştirmeler sağlanmaktadır.
Lakin bu programlarda da sürdürülebilirlik açısından riskler görülmektedir.
Hibe ve kaynaklar üzerine iş yapmanın etkinliğini artırma, güçlü büyüme gibi konularda, yenilikçilik potansiyeli olan firmalara, özel destekler verilebilirse söz konusu riskler minimuma indirilebilir.
İnsan kaynakları alanında, işletmelerin karlı ve sürdürülebilir rekabet avantajı sağlayarak büyümesi, sahip oldukları insan kaynaklarının yenilikçi ve yaratıcı projeler üretebilmeleri ile mümkündür.
Kendini ve işini geliştirmeye odaklı çalışanlar, işletmelerin kendi pazarlarında liderliği görev bilerek mükemmel sonuçlara ulaşabilirler.
Yetenekli insan talebi yönünde gerçekleştirilecek politikalar, ekonomik büyümeye katkı sağlayacaktır.
Uluslararası firmalarla, ekonomik entegrasyon sağlanması küresel bağlantıları kuvvetlendirecek, ticareti serbestleştirerek ekonomik refahı artıracaktır.
Yenilikçi düşünce sistemine sahip olmak, bu sistemle değer yaratmak, yeni ürünler geliştirmek, satış, pazarlama, üretim ve müşteri ilişkilerinde fark yaratmak, doğru zaman ve doğru adımlarla gerçekleştiği sürece kazanmak kaçınılmazdır.
