Geçtiğimiz haftasonu Erzurum, "Pasinler Polis Merkezi, PKK'lı hainlerin roketatarlı taciz saldırısına uğradı" haberiyle sarsıldı!
Gerçi Erzurum'a gözdağı vermek isteyenler, sıcağı sıcağına aldılar cevabı.
Ama yine de çoğu insanımız, bu olaydan tedirgin olmadı değil.
***
Erzurumlu bu konuda hassastır.
Hele Hasankaleliler, sözkonusu vatan olduğunda çok daha duyarlı hale gelir, tepkilerini vururlar dışa.
***
Ertesi gün Pasinler bu nedenle ayaklandı, Ağrı-Kars-Erzurum yolu kesildi.
Binlerce insanın tek yürek haline gelmesinin altında yatan sebep, işte bu milli hassasiyet ve duyarlılıktı.
***
Herkes de biliyor ki, Erzurum PKK'nın hedefinde.
Çiçekli'yi ve Yavi katliamlarını, aradan hayli zaman geçmesine rağmen unutmadık.
***
Benzeri türde, belki daha kanlı eylem ihtimali ve tehlikesine karşı herkes tetikte.
Bu nedenle Pasinler saldırısı dikkat çekti, bu nedenle insanlar yollara döküldü, Erzurumlu, her zaman olduğu gibi, bir kez daha askerine ve polisine sahip çıktığını koydu orta yere.
***
Helal olsun!
Gurur duydum insanımızdan, gurur duydum memleketimden.
***
Geçen haftaki yazımda, Abdurrahmangazi Türbesi'ne uzanan yolun yanındaki arazi üzerinde yapılan inşaatlar için, "bu evler kimin için yapılıyor?" diye sormuş, muhtemel tehdit ve tehlikelere karşı da dikkat çekmiştim.
***
Görüşlerimize katılanlar oldu, katılmayıp, eleştirenler de.
Saygı duyuyorum!
***
Önce şunu söylemeliyim ki, ülke sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı haketmiş herkes, devlet imkanlarından eşit biçimde yararlanma hakkına sahiptir.
***
Sosyal devlet olmanın gereği de budur zaten.
Devlet, bireylerinin sağlık, barınma, eğitim ve güvenlik ile ilgili ihtiyaçlarını temin etmek zorundadır.
Bu bir anayasal mecburiyettir.
***
Bu açıdan bakıldığında "evler kimin için yapılırsa yapılsın, sonuçta bu ülkenin insanı için yapılıyor" denilebilir.
Ama kazın ayağının öyle olmadığı, yaşanan kötü olaylarla çıkıyor ortaya.
***
Sanırım bizim duyduğumuz endişenin benzeri ve belki daha fazlasını Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de duymuş olmalı ki, harekete geçilmiş.
***
Yazımızın yayınlanmasından ardından konuştuğum bir dost, "O evleri TOKİ yaptırıyor" hatırlatması yaptıktan sonra, şunları söyledi:
"Endişelerinize katılıyor ve hak veriyoruz. Büyükşehir Belediyesi, TOKİ ile temasta. Yapılan evlerin askerimiz ve polisimize lojman olarak tahsisi noktasında Mehmet Sekmen Başkan'ın talepleri var. Kamuoyu desteği de gelirse, Büyükşehir'in bu talebi TOKİ tarafından kabul görür."
***
Biz üzerimize düşeni yaptık.
Şimdi sıraya Erzurum'un siyasetçileri ve sivil toplum kuruluşları girmeli, bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Mehmet Sekmen'e gereken desteği vermeliler.
TOKİ, o evleri askere, polise ve belki şehitlerimizin ailelerine "bedelsiz" vererek, gereğini yerine getirmeli.
***
Aslında TOKİ'nin dışında "gereğini yerine getirme"si ya da "üzerlerine düşeni yapması" gereken büyük bir kitle daha var.
***
Erzurum'un dışında yaşayan Erzurumlular'dan bahsediyorum.
***
Kaç yüz bin Erzurumlu, Erzurum dışında yaşıyor, bilmiyorum.
Kimi iş bulma, kimi çocuklarına daha iyi eğitim yaptırma isteğiyle göçmüş buralardan.
Soğuktan kaçanı da olmuş Erzurumlu'nun, kaliteli hayat sürme arzusu içinde olanı da.
***
Sonuçta sebep ne olursa olsun binlerce insan göçmüş buralardan, göçmeye de devam ediyor.
***
Gidenlerin içlerinde mutlu olanı da var, memleket hasretiyle yanıp, tutuşanı da.
***
İçi yanan, özlem içindeki samimi insanımıza bişey dediğim yok.
Ama öyleleri de var ki, sanırsın bilge ruhlu deha.
Esiyor, gürlüyor, ahkam kesiyor, yol gösteriyor.
Ama her yönüyle cahil, hem de körkütük cinsinden.
***
Son olayın ardından ahkâm kesen kesene!
Öylelerine diyorum ki, hele bi susun!
Bildiklerinizi kendinize saklayın!
Samimiyseniz, buyurun gelin, memleket sizin, sorunu birlikte çözelim.
Gelmiyor, ya da gelemiyorsanız, en azından moral bozmayın.
Bu bile yeter bize.