Çocuklar !!!
Saflığın sembolü,iyilik ve lütufların mazharı...
Geleceğin teminatı,toplumun temeli...
Allah'ın biz kullarına güzide hediyesi,kutsal emaneti...
Her anne babanın,canlarını kendi canlarından üstün tuttukları paha biçilmez hazineleri.umutları,en verimli yatırımları..

Ve son yıllarda,istatistiki değeri her geçen gün artan,hepimizin içine ateş gibi düşen,çocuğa cinsel istismar olayları...

Üstüne titrediğimiz çocuklarımızın,bu insanlık dışı olayı yaşamaması veya yaşadığı taktirde olay karşısında ebeveynlerin nasıl davranması gerektiği konusunda toplum olarak eğitilmemiz gerekiyor.
Son derece hassas ve önemli olan bu konuda,çocuklarımızın doğduğu günden itibaren bilinçli hareket etmek,bütün anne ve babaların asli görevi...

Çocuğun kendisinden büyük biri tarafından cinsel amaçlı kullanılmasına ''Cinsel İstismar'' diyoruz.

Sadece olayı yaşayanlar için değil,toplum olarak tarifi mümkün olmayan ruhsal travmalara yol açan bu hadiselerin,
tarihin her döneminde bütün kültür ve inançlarda yasaklanmış olmasına rağmen,maalesef önüne geçilememiştir. 
Cinsel istismar,çocuğun mahrem yerlerini görmek isteme,ona dokunma şeklinde başlayıp,çocukla cinsel ilişkiye girme noktasına kadar gitmektedir.

Çocuklarımızın,cinsel tacizden kendilerini korumalarını istiyorsak,mahremiyet duygusunu çok erken yaşlarda onlara aşılamamız gerekir.
Erken yaşlardan itibaren çocuklarımızın mahrem bölgelerini tanımalarına izin vermeliyiz.Çünkü çocuk,bedenini tanıdıkça kötü niyetli yaklaşımların ayrımını yapabilir.
Çocuğa,mahrem bölgelerine dokunulması durumunda ''HAYIR''demesi öğretilmelidir. 

Mahrem bölgelere bakılmaması,baktırılmaması,dokunulmaması ve dokundurulmaması gerektiği çocuğa uygun ifadelerle anlatılmalıdır.
Tabi bunu yaparken,bizimde ebeveynler olarak  mahremiyet kurallarına dikkat etmemiz gerekir.
Çocuklarımızın yanında,kıyafetlerimizi değiştirirken veya banyoya girip çıkarken çıplak olmamaya özen göstermeliyiz.

Taciz olayını yaşayan çocuklar genellikle olayı saklama eğilimi göstermektedir.Bunun nedeni,olayı gerçekleştiren şahsın,çocuğu tehdit etmesi,anlattığı takdirde ona kimsenin inanmayacağını iddia etmesi ve çocuğa kızacakları yönünde telkinler oluşturmasıdır.
Bazı çocuklar,yaşadıkları olayı ifade ve tanımlama güçlüğü çekebilirler.Bu durumlarda resim yapma veya oyun oynama gibi faaliyetlerle,kullandıkları simgeler doğrultusunda çocuğun dışa vurumu sağlanabilir.

Çocuğun yaşadığı kötü olayları rahatlıkla ailesiyle paylaşmasının temelinde güven duygusu yatar..Ebeveynlerinin kendisini dinleyip,anlayıp,yanında olacağını bilen çocuk,yaşadığı olayı saklamayacak,ebeveynleriyle paylaşacaktır.
Çocuğu dinlerken sakin olmaya özen göstermeliyiz.
Sorgulayıcı bir hava yaratmamak ve duygusal tepkiler vermemek onu çok sevdiğimiz ve her zaman yanında olacağımız mesajını çocuğumuza net olarak vermek,çocuğumuzun kendini ifade etmesini kolaylaştıracaktır.

Çocuğumuza vermeye çalıştığımız güven duygusu bizim içinde geçerli olmalıdır.Hiçbir çocuk böyle bir konuda yalan söylemez.Çocuğumuzun ifade etmeye çalıştığı her kelimeyi dikkatle dinlemeli ve ona güvenmeliyiz.Belki de ona bunu yapan şahıs en yakınlarımızdan biri olabilir.Çocuk akraba bağı olması nedeniyle uzun bir süre olayın ciddiyetinin farkına varmamış olabilir.Ne olursa olsun kişi hakkında ''O YAPMAZ'' demeyin.
Çocuğun her türlü ifadesini ciddiye alın ve konunun peşini bırakmayın.

Muhakkak ki;hiçbir şey bir anne-babayı çocuklarının cinsel istismara uğraması gibi acı verici bir deneyime hazırlayamaz. Fakat, anne-babanın bu travmatik deneyimi ele alış biçimi, cinsel istismarın çocuk üzerindeki kalıcı etkilerini büyük ölçüde etkiler. Çocuğumuzun cinsel istismara maruz kaldığından şüphelendiğimiz bir durumda, polisle direkt iletişime geçmekten kaçınmamalıyız.

Bazı aileler olayı kapatmayı tercih ederek,çocuklarını çevrenin tepkilerinden koruduklarını düşünürler.Cinsel istismar suçlamasında bulunmak ve kanıtlamak kolay olmasa da, olayı yok saymak çocuğun,suçlunun korunduğunu düşünmesine neden olabilir.
Bilinmelidir ki;cinsel istismarı gizli tutmak, gerçek anlamda suçluyu korumak,ona başka çocukları da istismar etmesi için fırsat tanımaktır.

Cinsel istismarı ortadan kaldırmak,çocuklara yönelik programlar geliştirmekle mümkün olabilir.Çocuklara yönelik bu programlar,çocukların istismar durumlarını tanıyıp,nasıl tepki göstermelerini ve olayı güven duydukları bir yetişkine anlatmalarını hedeflemelidir.

Eğitimcilerden tutunda,çocuk bakım kurumlarında çalışanlar,hukukçular,emniyet mensupları,psikologlar,sosyal hizmet uzmanları,hastanelerde çalışan tüm sağlık personelleri çocuk istismarının önlenmesi konusunda eğitilmelidir.
Mesleki yaşantısında,çocukla temas halinde olan her birey, çocuğun kullanılması durumunda şüphelenmeyi ve böyle bir durumda ne yapması gerektiğini bilmelidir.

Bu olayı yaşayan çocukların hepsi bizim çocuklarımız.
O çocukların üzerindeki kirli elleri,kirli nefesleri çekmek,korkunç emellere " DUR" ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMAR NASIL ÖNLENEBİLİR?

Çocuklar !!!
Saflığın sembolü,iyilik ve lütufların mazharı...
Geleceğin teminatı,toplumun temeli...
Allah'ın biz kullarına güzide hediyesi,kutsal emaneti...
Her anne babanın,canlarını kendi canlarından üstün tuttukları paha biçilmez hazineleri.umutları,en verimli yatırımları..

Ve son yıllarda,istatistiki değeri her geçen gün artan,hepimizin içine ateş gibi düşen,çocuğa cinsel istismar olayları...

Üstüne titrediğimiz çocuklarımızın,bu insanlık dışı olayı yaşamaması veya yaşadığı taktirde olay karşısında ebeveynlerin nasıl davranması gerektiği konusunda toplum olarak eğitilmemiz gerekiyor.
Son derece hassas ve önemli olan bu konuda,çocuklarımızın doğduğu günden itibaren bilinçli hareket etmek,bütün anne ve babaların asli görevi...

Çocuğun kendisinden büyük biri tarafından cinsel amaçlı kullanılmasına ''Cinsel İstismar'' diyoruz.

Sadece olayı yaşayanlar için değil,toplum olarak tarifi mümkün olmayan ruhsal travmalara yol açan bu hadiselerin,
tarihin her döneminde bütün kültür ve inançlarda yasaklanmış olmasına rağmen,maalesef önüne geçilememiştir. 
Cinsel istismar,çocuğun mahrem yerlerini görmek isteme,ona dokunma şeklinde başlayıp,çocukla cinsel ilişkiye girme noktasına kadar gitmektedir.

Çocuklarımızın,cinsel tacizden kendilerini korumalarını istiyorsak,mahremiyet duygusunu çok erken yaşlarda onlara aşılamamız gerekir.
Erken yaşlardan itibaren çocuklarımızın mahrem bölgelerini tanımalarına izin vermeliyiz.Çünkü çocuk,bedenini tanıdıkça kötü niyetli yaklaşımların ayrımını yapabilir.
Çocuğa,mahrem bölgelerine dokunulması durumunda ''HAYIR'' demesi öğretilmelidir. 

Mahrem bölgelere bakılmaması,baktırılmaması,dokunulmaması ve dokundurulmaması gerektiği çocuğa uygun ifadelerle anlatılmalıdır.
Tabi bunu yaparken,bizimde ebeveynler olarak  mahremiyet kurallarına dikkat etmemiz gerekir.
Çocuklarımızın yanında,kıyafetlerimizi değiştirirken veya banyoya girip çıkarken çıplak olmamaya özen göstermeliyiz.

Taciz olayını yaşayan çocuklar genellikle olayı saklama eğilimi göstermektedir.Bunun nedeni,olayı gerçekleştiren şahsın,çocuğu tehdit etmesi,anlattığı takdirde ona kimsenin inanmayacağını iddia etmesi ve çocuğa kızacakları yönünde telkinler oluşturmasıdır.
Bazı çocuklar,yaşadıkları olayı ifade ve tanımlama güçlüğü çekebilirler.Bu durumlarda resim yapma veya oyun oynama gibi faaliyetlerle,kullandıkları simgeler doğrultusunda çocuğun dışa vurumu sağlanabilir.

Çocuğun yaşadığı kötü olayları rahatlıkla ailesiyle paylaşmasının temelinde güven duygusu yatar..Ebeveynlerinin kendisini dinleyip,anlayıp,yanında olacağını bilen çocuk,yaşadığı olayı saklamayacak,ebeveynleriyle paylaşacaktır.
Çocuğu dinlerken sakin olmaya özen göstermeliyiz.
Sorgulayıcı bir hava yaratmamak ve duygusal tepkiler vermemek onu çok sevdiğimiz ve her zaman yanında olacağımız mesajını çocuğumuza net olarak vermek,çocuğumuzun kendini ifade etmesini kolaylaştıracaktır.

Çocuğumuza vermeye çalıştığımız güven duygusu bizim içinde geçerli olmalıdır.Hiçbir çocuk böyle bir konuda yalan söylemez.Çocuğumuzun ifade etmeye çalıştığı her kelimeyi dikkatle dinlemeli ve ona güvenmeliyiz.Belki de ona bunu yapan şahıs en yakınlarımızdan biri olabilir.Çocuk akraba bağı olması nedeniyle uzun bir süre olayın ciddiyetinin farkına varmamış olabilir.Ne olursa olsun kişi hakkında ''O YAPMAZ'' demeyin.
Çocuğun her türlü ifadesini ciddiye alın ve konunun peşini bırakmayın.

Muhakkak ki;hiçbir şey bir anne-babayı çocuklarının cinsel istismara uğraması gibi acı verici bir deneyime hazırlayamaz. Fakat, anne-babanın bu travmatik deneyimi ele alış biçimi, cinsel istismarın çocuk üzerindeki kalıcı etkilerini büyük ölçüde etkiler. Çocuğumuzun cinsel istismara maruz kaldığından şüphelendiğimiz bir durumda, polisle direkt iletişime geçmekten kaçınmamalıyız.

Bazı aileler olayı kapatmayı tercih ederek,çocuklarını çevrenin tepkilerinden koruduklarını düşünürler.Cinsel istismar suçlamasında bulunmak ve kanıtlamak kolay olmasa da, olayı yok saymak çocuğun,suçlunun korunduğunu düşünmesine neden olabilir.
Bilinmelidir ki;cinsel istismarı gizli tutmak, gerçek anlamda suçluyu korumak,ona başka çocukları da istismar etmesi için fırsat tanımaktır.

Cinsel istismarı ortadan kaldırmak,çocuklara yönelik programlar geliştirmekle mümkün olabilir.Çocuklara yönelik bu programlar,çocukların istismar durumlarını tanıyıp,nasıl tepki göstermelerini ve olayı güven duydukları bir yetişkine anlatmalarını hedeflemelidir.

Eğitimcilerden tutunda,çocuk bakım kurumlarında çalışanlar,hukukçular,emniyet mensupları,psikologlar,sosyal hizmet uzmanları,hastanelerde çalışan tüm sağlık personelleri çocuk istismarının önlenmesi konusunda eğitilmelidir.
Mesleki yaşantısında,çocukla temas halinde olan her birey, çocuğun kullanılması durumunda şüphelenmeyi ve böyle bir durumda ne yapması gerektiğini bilmelidir.

Bu olayı yaşayan çocukların hepsi bizim çocuklarımız.
O çocukların üzerindeki kirli elleri,kirli nefesleri çekmek,korkunç emellere " DUR " demekse,hepimizin görevi...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.