Yıl 19 Şubat 1915 …
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1.Dünya Savaşı’na girişiyle yeni cepheler açılmış ve savaş sahası daha da genişlemişti. Osmanlı orduları Kafkas, Irak, Suriye, Filistin, Mısır-Sina gibi birçok cephede savaşmak zorunda bırakılıyordu. Bu süreçte Çanakkale ve İstanbul Boğazları düşmanlarımız için büyük önem kazanmıştı. Osmanlı İmparatorluğu’nu ‘Hasta adam’ olarak nitelendirip kendilerine rakip bile görmeyen bu devletler onu en kısa sürede savaş dışı bırakarak batı cephesinde Almanya’ya karşı yüklerini hafifletme amacıyla yokluk ve iç karışıklıklarla boğuşan Rusya’ya yardım götürebilmek için, Çanakkale’de bir cephe açmaya karar verdi.
Bu kararın ardından boğazın nasıl geçileceğine dair planlar yapılmaya başlandı. Bu konuda İngiltere ve Fransa hükümetlerinin kendilerine olan güveni tamdı. Çanakkale Boğazı’nı kısa sürede geçeceklerine inanıyorlardı. İngiliz Bahriye ve Harbiye Nazırları uzun süredir tasarladıkları taarruza karar verdi.19 Şubat 1915 saat:08.30 sularında boğazın dış istihkamlarını 16 kilometrelik bir mesafeden dördü Fransız, dördü İngiliz olmak üzere sekiz zırhlıdan oluşan bir filo ile bombardımana tuttular.Böylece tarihe tarih yazacak Çanakkale deniz harekatı başlamıştı.
Çanakkale stratejik açıdan Osmanlı Devleti’nin kalbi, payitahtının kilidi, iki kıtayı birbirine bağlayan önemli geçitlerinden biriydi.
Fransızlar, İstanbul’a ulaşmak için boğazı tüm güçlerini zorlayarak hazırlıklarını tamamlamıştı.17 Mart 1915’te yapılan plana göre mayınlardan temizlenmiş olan boğazın aşağı kesimlerinden bütün savaş gemileriyle boğaz zorlanacaktı. Aynı günün akşamı Osmanlı donanmasına mensup Nusret mayın gemisinin Karanlık Liman bölgesini tekrar mayınlaması deniz harekatının kaderini değiştirdi.
18 Mart 1915 sabahı boğaza giren İngiliz ve Fransız filoları boğazın her iki yakasında açılan ateş ve dökülen mayınların etkisiyle büyük bir kayıp verip geri çekilmek zorunda kaldı. Zaferden emin olan bu milletlerin hesaplamadıkları tek şey vardı. Çanakkale, şehitlerin kanlarıyla örülen duvarın, geçit vermez adıydı…
18 Mart bozgunu, düşmana, karadan destek alınmaksızın yalnız deniz kuvvetleriyle Çanakkale’nin geçilemeyeceğinin göstergesi oldu.
Çanakkale, olağanüstü şartların ve olağanüstü mücadelelerin savaşı olması yanısıra Osmanlı ordusunun, dünyanın her yerinden topraklarımıza göz diken insanlara karşı göstermiş olduğu direnişin, bir ayakta kalma mücadelesinin anlatımıdır.
Çanakkale zaferi, emperyalizmin gururunun kırıldığı noktadır.
Çanakkale, Anadolu’nun dirilişinin başlangıcıdır.
Çanakkale ne bir destan ne de bir efsanedir.
Çanakkale gerçeğin ta kendisidir.
Seyid Onbaşı, Zeynep Mido Çavuş, Mücahide Hatice Hanım ve Nebahat Onbaşı gibi isimsiz kahramanların adıdır, Çanakkale.
Tek bir amaç uğruna ölmeye gelenlerin yurdudur, Çanakkale.
Şehit analarının dualarıyla aydınlanan cephenin adıdır, Çanakkale.
Ezanı, bayrağı şahdamarı kabul edenlerin altın anahtarıdır, Çanakkale.
250.000 şehit verdiğimiz Çanakkale’de her yaşta insanımız gönüllü olarak savaşmıştır. Savaşa katılan kadınlarımız, cephede kılık değiştirerek ‘Allahu-ekber’ nidaları arasında askerlerimizle beraber omuz omuza mücadele etmiş, cephe gerisinde kurşun imalatında dahi bulunmuştur.
Kadınlar, Çanakkale’nin gizli kahramanlarıdır.
Çanakkale, kahraman askerlerimizin, hedef alınmayı göze alarak, yaralanan düşman askerlerini cephe gerisine götürdüğü gerçeğini tüm dünyaya insanlık dersi olarak veren bir zaferdir.
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
Mehmet Akif bu dizeleriyle, Çanakkale zaferini sadece topla, tüfekle, mermiyle değil, ecdadımızın göğsündeki iman gücüyle kazandığını en güzel şekliyle anlatmıştır.
Ecdadımızı, sahip olduğu, yüksek imanı, cihat ruhu ve vatan sevgisi sayesinde hiçbir güç yıldıramamıştır. Allah’ın yüce kudreti karşısında iman kalelerini yıkabilecek hiçbir güç yoktur.
Başta gençliğine doyamadan canını veren aziz şehitlerimiz…
Size and olsun ki…
Bu bayrak için, bu ezan için, bu vatan için, bağımsızlık için döktüğünüz her damla asil kanınızla tarihe altın harflerle attığınız bu imza,sonsuza dek silinmeyecektir.
Ruhunuz şad olsun…
Çanakkale’ye selam olsun…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.