Özellikle Üçkümbetlerde gerçekleşen kentsel dönüşümün ne denli gerekli olduğunu bilmeyenimiz, görmeyenimiz ve de anlamayanımız yok gibi.
Özellikle eski, yıkılmaya yüz tutmuş binaların yıkılması, şehrin daha güzel ve modern bir görüntüye ulaşmasını hedefleyen kentsel dönüşümde ne var ki tek sorun, gecikmelerin olması.
Gecikme olunca da ortaya çok kötü görüntüler çıkıyor.
Mesela Kevelciler’de ki bu kentsel dönüşüm çalışmaları, bunun en çarpıcı örneği.
Burada ERKONUT bir çok eski binayı söküp, yerine daha modern ve yaşanabilir alanlar, binalar inşaa etmesine rağmen, bölgede istenmeyen görüntüler de kendini göstermekten geri kalmıyor.
Tam da Taşmağazaların arka tarafında çektiğim bu fotoğraf, sanki savaştan çıkılmış bir görüntüyü anlatıyor.
Bir asfaltın yapılmaması bakın nasıl kötü bir görüntü ortaya koyuyor.
Bu arada, hergün onca paranın döndüğü Taşmağazalarındaki o kuyumcuların arka tarafları adeta yoksulluğu andırıyor.
Günün sonunda ez cümle, Tağmağazaların içi seni yakıyor, dışı beni!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Herkesin üç kişiliği vardır. Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı! (Alphonse Karr)
DUVARIN DİLİ : Bir seni sevdim, bir de seni sevmeyi!
Halbuki seçim zamanı yapmaları gerekirdi Allah Allah niye yapılmadı kentsel dönüşüm diye diye fakiri sürdüler bu memleketten garip guraba fakir fukara memleketi terk etti bırakın Allah aşkına bu işleri ya şu yeşil Yakutiye konutlarının önüne gidin giriş kapısının girerken sağ taraftaki ilk blok siyah balkonlu siyah camlı o blokta kimler oturuyor o bloğun daire sahipleri kimler tam erzurum'u karşıdan görüyor önünü hiçbir güç kesemeyecek hiçbir günah yükselemeyecek o binadaki oturanların bir adlarını soyadlarını Bir de siyasi geçmişlerine bakın yani Erzurum bu kadar sahipsiz bırakırım Erzurum sahibiiz arkadaş eski yıkılan mahallelerin yerine aynı modernlikte üçer katli evler yapılsaydı bu mahalleler dağılmasaydı komşuluk bitmeseydi kim ölüyordu hiç kimse onun için her gelen hep bana hep bana müteahhit şehri olduk sonunda gözünüzle gözünüz aydın