28 Şubat; mimarileri tarafından bin yıl süreceği iddia edilen bir süreçti. Demokrasi tarihine kara leke olarak geçen 28 Şubat sürecinin 19. yıldönümünde yaşanılanları unutturmamak ve yeni jenerasyona doğru bilgi vermek için tekrar gözden geçirmeyi uygun gördüm.
28 Şubat süreci; 28 Şubat 1997’de yapılan Milli Güvenlik Toplantısı sonucu açıklanan kararlarla irticaya karşı başlatılan bir süreçtir. Yaşananlar post-modern darbe olarak da adlandırılmıştır...
Refah Partisi 1995 seçimlerinde birinci parti olmuştur. 1996 yılında seçimlerin ardından kurulan DYP-ANAP koalisyon hükümeti, Refah Partisi’nin, güven oylaması hakkında hukuksal inceleme yapılması için Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurunun, haklı görülerek geçersiz sayılması nedeniyle dağılmıştır. Bunun üzerine T.B.M.M’de birinci parti durumunda olan Refah Partisi RP-DYP hükümetini kurmuş ve güvenoyu almayı başarmıştır. RP-DYP koalisyonunun kurulmasının ardından bu dönemde yaşanan bazı olayların 28 Şubat sürecini hızlandırdığı görülmektedir.
28 Şubat, Milli Güvenlik Kurulu kullanılarak, zayıf koalisyon hükümetlerinin sebep olduğu istikrarsız siyasi ortamdan yararlanılarak, meşru hükümete, anayasal düzene, islami inancını yaşamak azminde olan kamu görevlilerine ve üniversitelere, taraflı basın tarafından yapılan manipülasyonlarla sindirilmiş milletin, manevi değerlerine ve islami inancını yaşamak azminde olan fertlerin temel hak ve özgürlüklerine indirilmiş planlı ve hazırlıklı bir askeri darbedir.
28 Şubat; milletin kendini koruması için vermiş olduğu paralarla alınan silahlar ve tankların düşman ilan edilen milli iradeye karşı çevrildiği gündür.
28 Şubat; demokrasinin durduğu, ülkenin bir emir-komuta zinciriyle yönetilmeye çalışıldığı, valilerin, belediye başkanlarının, hakimlerin, gazetecilerin kendi görüşlerinin değil emirleri yerine getirmelerinin istendiği gündür.
28 Şubat; yıllardır kızlarını okutmuyorlar, diye şikayet eden dindar kesimin kızlarının sırf başlarındaki örtü yüzünden üniversiteye gitmelerinin engellendiği, eğitim haklarının ellerinden alındığı gündür.
28 Şubat; müslüman bir ülkede, Müslüman vatandaşların küçük görüldüğü, namaz kılmanın, oruç tutmanın, içki içmemenin, başörtüsünün ‘irtica‘ olarak değerlendirildiği gündür.
O süreçte, PKK, 10 yıldır eylemlerine aralıksız devam ettiği, ülke şehit haberleriyle çalkalandığı, 12 Eylül öncesine dönmekten korktuğu halde, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı çıkıp aslında tek bir cümleyle 28 Şubat’ı bu anlayıştakiler lehine şöyle ifade etmiştir:
‘’ İRTİCA, PKK’DAN DAHA TEHLİKELİDİR.’’
O süreçte, irtica tehlikesine karşı böylesine kararlı olan ordunun, hükümeti yıkmak ve kendi çizgilerinde bir hükümet oluşturmak için izlediği stratejiyi unutmamak lazım…
O süreçte, meslek liselerinde okuyan öğrencilerin kültür dersleri diğer liselere göre daha az olmasına rağmen, girdikleri üniversite sınavında, gayretleriyle gösterdikleri başarıyı ödüllendirmek gerekirken, sırf İmam Hatip Lisesi’ndekileri engellemek için puanların düşürüldüğünü unutmamak lazım…
2 Mayıs 1999 tarihinde İstanbul milletvekili olarak seçilen Merve KAVAKÇI’nın başörtüsüyle meclise yemin etmek için geldiğinde şiddetli bir protestoya mağruz kalarak DSP Genel Başkanı Bülent ECEVİT’in ‘’Bu hanıma haddini bildirin ‘’ sözleriyle yeminini edemeden meclisi terk etmesine neden olacak sürecin başlangıcı olan 28 Şubat’ı unutmamak lazım…
İşinden, okulundan, sınıfından, anfisinden yüzlerce insanın içinde sadece dini inancı nedeniyle, başındaki örtü yüzünden rencide edilerek kovulan binlerce kadınımızı, kızımızı unutmamak lazım…
Yaşananları ve yaşatılanları biz unutmadık… Unutturmaya da niyetimiz yok… Takılan maskeler ardında ki gerçek yüzleri çok iyi biliyoruz…
Bütün bunlar, 28 Şubat sürecinin demokrasiyle, milli iradeyle alakası olmayan baskıcı ve vesayetçi rejimin ibret alınacak örnekleridir…
Allah, bu yüce millete bir daha o günleri yaşatmasın. Diliyorum ki milletim; güven duyduğu ordusuyla birlik ve beraberlik içinde dimdik ayakta duran, gücünü ve itibarını tüm dünyaya gösteren, barış içinde bir hayat yaşasın…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.