Vedat REFAYELİ
Sabahın erken saatleri..
Yıldızkent’de Çat yolu üzerinde faaliyet gösteren bir restaurant işletmesi.
Aralarında baba, anne ve dededen oluşan bir aile kahvaltı yapıyor.
İşletme çalışanları bu masaya ayrı bir ilgi gösteriyor.
Sebebi belli.
Yol yorgunu bir aile var masada kahvaltı yapanlar, üstelik daha da yolları var.
Korku ve panik her birisinin yüzünden okunuyor.
Dede zaten ağlamaklı.
Bütün bu olup bitenlere şaşmış, korku, endişe yüzüne yansımış.
Evet.
Bu aile Malatya’da depremi yaşayan ve bir şekilde araçlarının arkasına yükleyebildikleri birkaç ihtiyaç maddesi almış, memleketleri Iğdır’a gidiyorlar.
***
Depremi iliklerine kadar hissetmiş aile fertleri ile konuşuyorum, o anı hep hatırlıyorlar.
Neredeyse bir dakikayı bulan o korkunç anı.
Hiç durmaksızın geldikleri Erzurum’da ekmek bulacakları, sıcak bir çay içecekleri yer bulmanın da hafif mutluluğu var üzerlerinde.
‘’Malatya’da ne ekmek pişiren yer bulabildik, ne de oturacak bir restaurant’’ diyordu astsubay emeklisi baba.
Bir an önce akrabalarının yanına, Iğdır’a kendilerini atmanın derdindeler.
Allah yardımcıları olsun.
Acılarını ve de korkularını anlıyoruz.
Sadece onlara değil, hepimize çok geçmiş olsun...
Editör