İsmail Bingöl ağabeyin ‘yaşayan efsane’ dediği Türk Halk Müziği’nin usta sanatçısı Erdal Erzincanlı’nın İbrahim Erkal Kültür Sanat Merkezi’nde verdiği konsere gidemediğime üzüldüğüm kadar hiçbir şeye üzülmedim geçen hafta.
Kültür Daire Başkanı sevgili Ergün Engin’in davetine rağmen gidemediğime o kadar yanıyorum ki, adete gidenleri dinledikçe içim kan ağlıyor.
Sazıyla, sesiyle ve de kelamıyla o kadar güzel bir konser vermiş ki, Erdal Erzincanlı’nın bu konserine gidenler anlata anlata bitiremiyorlar.
Tanıyorduk kendisini ama galiba uzaktan tanıyorduk.
Her şeyden önce böylesine usta bir ismi, biz hemşehrileri ile yakınlaştırdığı, bir çoğumuzla tanıştırdığı için teşekkürlerin en büyüğünü Ergün başkan haketmiş ki, o zaten öteden beri bu tür dokunuşlarıyla sanat çevrelerinde kocaman bir iz bırakmış, bin yaşasın.
***
Bir ayağı konserleri sebebiyle yurt dışında olan ve Bağlama Atölyesi projesi vesilesi ile sık sık Erzurum’a gelen, memleketini su yolu eden Erzincanlı usta ile Halk Oyunları’nda tanışma mutluğuna eriştiğim için de kendimi şanslı hissediyorum.
Geleceğin bir çok bağlama ustasına da şu an rehberlik eden Erdal Erzincanlı da, kabul edelim ki, bir çok sanatçımız gibi ötelenmiş, ilgisizliğe kurban gitmiş, yitik sanat elçilerimizdendi.
İşte verdiği bu konser, Erdal Erzincanlı’yı bize, bizi Erdal Erzincanlı’ya tanıştırdı, ram ettirdi.
Memleketi için her daim ‘me’leyen, bunu her fırsatta, her platformda da dile getiren usta sanatçıyı kazandığımız için mutluyuz, gururluyuz, devamını isteriz.
İyi ki sanat var ve iyi ki sanata bu kadar duyarlı yöneticilerimiz var, ömürleri uzun olsun, ayakları taşa değmesin.





