Vedat REFAYELİ
Halkta yaygın bir kanaat vardır.
Bir gazeteci illa ki herşeyden haberi olur.
Hele bu gazeteci şehir merkezinde görev yapıyorsa.
Konu tamamen yerel ise.
Hele hele yerel bir gazete, ajans veya yayın organında çalışıyorsa o gazetecinin hemen hemen herşeyi bilmek gibi bir mecburiyeti vardır sanılır.
Bu algı yıllardan beri vardır ve bugün de devam etmektedir.
Vatandaş ile gazeteciyi de zaman zaman karşı karşıya getiren bu durum elbette ki doğaldır.
Ama her daim öyle değil işte.
Gazeteci herşeyden haberi olacak diye bir şey yok.
Mesela Palandöken’de ki yıllar önce yıkımı gerçekleşen ve uzun zamandır arsası boş duran, enkazı yeni yeni kaldırılan Aziziye Araştırma Hastanesi Süleyman Demirel Tıp Merkezi’nin bulunduğu alan.
Özelleştirme İdaresi’nin uhdesinde olduğunu bildiğimiz bu alana ne yapılacak, bilmiyoruz.
En azından ben bilmiyorum.
Sadece bildiğim dün oradan geçerken bir iş makinesinin alanı kepçeyle düzeltiyor olmasıydı.
Bu işi bilse bilse Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı bilir diye düşündüm, telefonla sordum, o da burasının ne olacağını bilmiyor.
O yüzden burası ne olacak diye soranlara onu diyorum.
Bilmiyorum vallahi, bilsem dükkan sizin diye.
O açıdan kimileri Özel Hastane kurulacak, kimileri otel olacak, kimileri TOKİ konut yapacak dedikleri bu devasa alan için siz nasılsanız biz de öyleyiz, nokta.