Aristo’dan  başlayarak  birçok filozofun mutluluğu insanın ve toplumun  temel meselelerinden biri olarak ele aldığını  dile getiren Doç. Dr.Saltuklu,  bu filozofların güvenlik, sağlık, zenginlik, hakimiyet, başarı gibi faktörleri  mutluluk için bir araç olarak gördüklerini, bunların gerçek değil  sanılı (gerçeğe benzer) mutluluk olarak görülmesi gerektiğini, fakat asıl mutluluğa  akıl,  bilgi ve erdem ile ulaşılacağını söyledi.
İbni Sina, Farabi, Immanuel Kant, Bertrand Russell, Albert Einstein, Nermi Uygur ve Erol Güngör’ün mutluluğu tarif eden  düşüncelerinden  örnekler veren  Doç. Dr. Saltuklu, yaratıcı olmayan, yaratıcı bir varlık olduğunun bilincine varmayan, insana ve evrene sevgiyle bakmayan, vermesini ve paylaşmasını bilmeyen,  ahlak ve erdem sahibi  olmayan insanların gerçek mutluluğa erişemeyeceğini ifade etti. Türkçe’nin ilk klasiklerinden Kutadgu Bilig’in “mutluluğa eriştiren bilgi” anlamına geldiğini belirten Doç. Saltuklu, Erol Güngör’ün 1970’li yıllarda yazdığı ortaokul Ahlâk Bilgisi kitabının ilk 43 sayfasını mutluluğa ayırdığını, çünkü ahlâkın da mutluluğun temel unsurlarından biri olduğunu anlattı.
Doç. Dr. Saltuklu, insanları ayrıştıran öteki olarak gören ideolojik, etnik, mezheb ve  kapalı toplum  olan cemaat anlayışı içerisinde kalan  anlayışlarda  “sevgi eksik” olduğu için insanları ve toplumları gerçek mutluluğa eriştiremeyeceğini ifade etti.
“Türklerde yetkin insan, Tanrı’dan kut almış, alplığa ulaşmış bilig (bilge) kişidir. Alplığa erişmiş devlet başkanının  amacı, kendisiyle birlikte toplumunu gerçek mutluluğa ulaştırmaktır. Bu yalnızca Türklerde olan bir mutluluk amacıdır” diyen Doç. Dr. Saltuklu, bu anlayışın iki örneği olarak Bilge Kağan ve Atatürk’ün  milletin mutluluğunu  nasıl ifade ettiklerini örneklerle dile getirdi.