Şehirlerin kurulacağı yerlerle ilgili denir ki; ‘’Yeri dağ, çiçeği kekik, kuşu keklik. Düşünme kur orada bir beylik’’. Erzurum tam da bu tarife uyan bir şehir… Bin 850 metre yükseklikte, 300 çeşit doğal florası ve kuş cennetiyle nehirlerin doğduğu bir kent…
Dünya sıcaklığının artması ve anormal hava olaylarına küresel ısınma deniliyor. Tetikleyen sektörler; Enerji, sanayi, tarım ve atık… Erzurumlu dedeye sorarlar, küresel ısınma için ne diyorsun? Dede der ki, vallahi evladım sobanın yerini hiç bişe tutmir… Hakikaten de öyle be dede…
İşin perde arkasındaysa bu konu, sürekli beyinlere kazınan küresel bir oyun. 200 bin yıldır iklimlerde 30 – 40 yılda bir artış ve azalışlar yaşanır. Ama buna kimse dikkat etmez. Medya ne derse o’dur. Amaç, ülkeleri toprağından, insanları ekmeğinden, yurdundan etmek, toplumları Su’dan sebeplerle birbirine düşürmektir. Yarın bu konuda evlere hapsedilirsek şaşırmayın..!
Her neyse mevzuumuz bu değil. Konumuz Erzurum’un çevre yatırımları konusunda tüm yurda sağladığı faydalar. Erzurum, enerjisini güneşten alan bir kent. Yani güneşe en çok yatırım yapan şehir. Yine Erzurum bölgesinde ilk ve tek 1. sınıf atık toplama merkezine sahip, sıfır atık amaçlayan bir merkez.
Toprak ve havanın korunması için katı atık ve düzenli depolama merkeziyle, şehirlerin içme ve sulama suyunu sağlayan pınar başındaki Erzurum, nehirlerin ve üzerlerindeki barajların su kalitesini korumak için de atık su arıtma tesisiyle mesaide.
Erzurum’da halk takvimine göre, Aralık ayı kar yağmayan kısır aydır. Ama Erzurum’da kayak sezonu Aralık ayının başında açılır ve kar garantisi verilir. Nasıl mı? ‘Kar saklama’ yöntemi sayesinde…
Yani Erzurum, çift başlı bir kartal gibi, Anadolu’yu hem koruyor hem de kolluyor…