ZEÇİ, AYDER NEÇİ, ERZURUM YAYLA!

Şaka yapıyorum!
Ayder de elbet yayla ve ben o yayladan yazıyorum size.
***
Aslında geleneğe uyup, “tatile çıktım” ayağına yatıp, yazılarıma bir süre ara verecektim.
Ama Erzurum’un Hasankalesi’ni, Ilıca’sını ve Horasan’ını bilen birisi olarak Ayder’i görünce, yazmaya karar verdim.
***
Ayder’e ilk kez geliyorum.
Namını elbet önceleri çok duymuş, dolayısıyla hayal dünyamda kendime göre bir Ayder tablosu çizmiştim.
Geldim, gördüm ve yanıldım.
İtiraf etmeliyim ki, hayal dünyamın Ayder’i ile gerçek olanı arasında dağlar kadar fark varmış meğer.
***
Ben çok daha mütevazı bir yer hayal etmiştim.
Oysa burası tamamen bir tatil beldesi.
Her yer otel ve pansiyon dolu.
***
Rize’ye 80 kilometre uzaklıktaki Ayder’e gelirken trafiğin yoğunluğu çekiyor insanın dikkatini.
Asfalt yol dar, virajlı ama kaymak gibi.
Aracınızda ne bir sarsıntı, ne hoplama.
Çukur, kasis deseniz hiç yok.
***
Birkaç gün oldu buraya geleli.
Bizim gibi yüzlerce yabancı.
Araç plakalarının farklılığından anlıyorsunuz yöresel çeşitliliği.
***
Herkes Ayder’e koşmuş sanki.
Ne denir buna, Karadenizli şansı mı, yoksa becerisi mi?
***
Bence “ticari beceri ve Karadenizli zekası” şanstan çok önce geliyor.
Helal olsun vallahi.
Neleri varsa “marka” haline getirmişler.
***
Ayder kaplıcaları…
Anzer balı…
Vakfıkebir ekmeği…
Tonya tereyağı…
***
Ee başka!
Başkası farklılık olarak bir Trabzonspor, bir Rizespor, bir de çay, hamsi ve de fındık!
Bizde asıl olmayan bunlar…
Bir de Karadenizli zekası ve girişimci ruhudur.
***
Yoksa var olan değerlerimizle Karadeniz dahil her yere fark atarız ya, neyse!
***
Yeri gelmişken buradan Atatürk Üniversitesi’nin bilim insanlarına, özellikle “gıda” dendiğinde ilk akla gelen isim olan Prof. Dr. Mükerrem Kaya’ya veya “bal” konusunda uzmanlaşmış diğer hocalarımıza seslenmek istiyorum:
“Elin balı Anzer de, bizim balımız ne, hınzır mı?”
***
Ben, Erzurum balının da Anzer kadar kaliteli olduğuna inananlardanım.
Lütfen, istirham ediyorum.
Her iki bal arasında varsa yapılmış kıyaslama çalışması, koysunlar orta yere.
Yoksa, şimdi “tam zamanı”dır, hemen yapsınlar!
***
Bugün sordum. Bir kilo “Ayder Balı 300 TL” dediler. Anzer’in kilosu da sanırım 700 Tl kadarmış!
Oysa Erzurum’un, içinde bin’i aşkın bitki özünün bulunduğu balının kilosu 30 lira bile etmiyor.
Sizce de “garip” değil mi?
***
Yazıktır, günahtır. Erzurum’a ve Erzurum’un değerlerine sahip çıkmamız gerekiyor.
Sadece bal’ına değil, etine, sucuğuna, pastırmasına, fasulyesine, patatesine, yağına, peynirine ve bunların yanında kaplıcalarımıza da gereken değeri vermemiz Allah’ın emir gibi geliyor bana.
***
Bir daha gelir miyim buralara, doğrusu bilemiyorum.
“Neden” derseniz, Ayder’in cazip olan bi tarafını şahsen ben göremedim.
İl Öze İdaresi tarafından yaptırılan ve otel işletmecilerinin kurduğu bir ortak şirkete kiraya verilen şifalı kaplıcanın dışında bir de yaylanın yeşili ile birkaç eski ahşap yapı.
***
Güneş deseniz hak getire.
Hava sürekli kapalı.
Yağmur da yağıyor ama belli belirsiz.
***
Ayder’in özeti bu, ama gelin görün ki, her taraf turist kaynıyor.
Tur otobüslerinin biri, diğerini takip ediyor.
Adamlar binlerce kilometre yol katediyor, Doğu Karadeniz’in en ücra köşesine kadar geliyor, ama Doğu Anadolu’ya, örneğin Erzurum’a uğramıyorlar.
***
Nedendir acaba?