İnşaat sektörünün Erzurum için taşıdığı anlam ve öneme dair görüş ve düşüncelerimizi daha önce paylaşmıştık, hatırlayacak olursanız…
Öyle ki;
“İnşaat sektörü yatarsa, Erzurum yan yatar” demiş ve son sözü de öyle söylemiştik…
İşte tam da böyle bir yan yatış sürecindeydik ki, topu direkten döndürüverdik son anda…
Malum, New City konutları, namı diğer; İmar İskân’lar…
Bölgenin en büyük konut ve dahi kentsel dönüşüm projesi olarak kayıtlara geçti ve nitekim bu doğrultuda işe bile başlandı... Aslında meseleye hemen herkes vakıf durumda; dolayısıyla hadiseyi temcit pilavına döndürmenin hiçbir âlemi yok…
Özetle:
Geçmişte yapılan bir takım usul hataları, gele gele bugüne geldi ve bula bula bugünü buldu işte… İnşaatlar durduruldu, projenin tadili ve revizyonu derken, sonuç itibariyle sorun çözüldü ve işe kalınan yerden yeniden başlandı…
Sonra?
Sonrası yok; Karadayı İnşaat, hedefinde en küçük bir sapma olmadan, taahhüt ettiği üzere dairelerini yapıp teslim edecek ahalinin…
Buraya kadar, her şey tamam…
Tamam, tamam olmasına ya; bizim kafamıza yine bir şeyler takıldı aga!
Şimdi!
Madem bu mesele öyle ya da böyle çözülebilir bir meseleydi, 100 gün süren bu tantana neyin nesiydi? Madem bu sorun iki ya da üç kişinin bir araya gelmesiyle bertaraf edilebilecek türdendi, o halde yüzlerce işçi bir çırpıda neden sokaklara döküldü? Ve ortada her iki taraf adına da endişe duyulmasını gerektiren bir durum yoktu madem, o halde ev hayaliyle yatıp kalkan yüzlerce aile niye bu kadar tedirgin edildi?
Yanlış anlaşılmasın!
Muradımız, elbette bu krizin devam etmesi değildir ve olmamıştır da… Birileri gibi sureti haktan görünüp, arkadan arkaya film de çevirmemişizdir… Bu devirde ve hele bu şehirde her ne kadar geçer akçe olmasa bile eğriye eğri, doğruya doğru demişizdir hep…
Neyse…
Gelelim şimdi eğrisini doğrusundan ayıracağımız asıl meseleye:
Merkezinde Karadayı İnşaat’ın bulunduğu bu hadise, aslında şunu göstermiştir ki; Erzurum’da yatırım yapmak demek; kısaca ve amiyane bir ifadeyle “al başına belayı” demek… Erzurum’da yatırım yapmak demek; belediyelerden ayrı, bürokrasiden ayrı, piyasalardan ayrı çekmek demek… Ve en önemlisi Erzurum’da yatırım yapmak demek; enerji kaybı demek, güven ve dahi itibar kaybı demek…
Yani mesele Karadayı meselesi değil… Mesele, hangi alanda olursa olsun Erzurum’a yatırım yapanların ya da yapmak isteyenlerin buna bin pişman edilmesi meselesidir aslında…
Geçmişte de yaşandı buna benzer durumlar… Erzurum’a yatırım için gelen çoğu işadamına kırk dereden su getirtildi adeta… Yarım kalan atılımlar da oldu, başlamadan bitenler de…
Sonra diyoruz ki;
- Erzurum’a yatırımcı niye gelmiyor, sanayici niye gelmiyor?
Gelmez tabi, gelir mi?
Zira gelenleri ters köşeye öyle bir yatırıyorlar ki bu şehirde; ne yatırımcılıkları kalıyor adamların, ne kaldırımcılıkları…
Hele o yatırımcı bir de şehrin öz evladıysa, vay geldi başına ki, hem de ne vay…
Böyle işte…
Erzurum böyle bir şehir işte…
Bir tabak helva uğruna ölünün “gorbagor” edildiği bir şehir işte…
Ne diyelim…
Umalım da, New City konutları ile yaşanan bu süreç, aynı zamanda bir milat olsun Erzurum için… Milat olsun ki; Erzurum’a gelen ya da gelecek olan hiçbir yatırımcı bihuzur edilmesin artık!
İşte biz Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in çözüme yönelik olarak attığı adımı, tam da bu miladın başlangıcı olarak görüyoruz…
Peki, ya siz?