Ne demiştik?
“Elektrik faturalarını ödeyememiş olan abonelerin kapısına kesme ihbarnamesi bırakılmış!”
Haberimiz büyük ilgi gördü; naçizane sosyal medyada paylaştığımız köşe yazımız da…
Neyse…
Cevaben yazmış ki birisi: (muhtemelen dağıtım şirketinde çalışıyor)
- Kimsenin elektriğinin kesildiği yok, ihbarname de prosedür olarak bırakılıyor!
Bak, bak, bak…
Prosedürmüş sadece…
Şimdi!
Senin o prosedür dediğiniz ihbarname var ya; vatandaşın zaten çökmüş durumdaki moralini alt-üst ediyor, biliyor musun?
Evine kapanmaktan başka hiçbir çaresi kalmamış olan vatandaş, sabah kapısını açar açmaz karşılaştığı o ihbarnameyle neler hissediyor ve hangi duyguları yaşıyor biliyor musun sen?
Geçtik…
Senin o prosedür dediğin ihbarname kağıdının, insanları nasıl rencide ettiğinin farkında mısın peki?
Değilsin elbette…
Çünkü tuzun kuru senin…
Senin ve senin gibilerin…
*
Bugüne dek devletinin yanında olmaktan ve devletine destek vermekten başka hiçbir şey yapmamış ve hatta bu uğurda gerekirse canını bile vermekten imtina etmeyecek olan bu milletin her bir ferdi haklı olarak şunu ister, şunu bekler..
Der ki:
- Ben nasıl ki devlet içinsem, devletim de benim için var olmalı, seferber olmalı…
Peki, kalkmış sen ne diyorsun?
Prosedür…
Senin o prosedürünü yeriz biz!
Yani her şey gördük…
Darbe gördük, kalkışma gördük, giriş gördük, gelişme ve sonuç gördük ama böyle bir prosedürü yeni gördük, yeni duyduk…
Neymiş, 35 gündür kimsenin elektriği kesilmemişmiş!
Lütufa bak, lütufa!
Elektrik kesilmiyorsa ne diye bırakılıyor o ihbarnameler o halde?
Elektriği kesmeden kesme-bağlama ücreti almak için mi yoksa sayaç okuma personelleri boş durmasın, madem para alıyorlar ve aldıkları parayı hak etsinler diye mi?
Söyle bakalım ne diye?
Hadi!
Madem cevap vermeye meraklısın, bu sorumuza da cevap ver!
Elektriğini kesmeyecek olsanız bile kapısına ihbarname bıraktığınız vatandaşlardan ne yapıp edip kesme-bağlama ücreti alacak mısınız, almayacak mısınız?
Bunu söyle bari!
Ya da böyle bir prosedür ne için gerekli, onu açıkla bize!
Açıkla ki, aydınlanalım…
Açıkla ki, hakikatleri biz de bilelim be!
Yok, yok…
Kabahat sizde değil ki…
Kabahat, sizlere vatandaşı mağdur etmenin hesabını sormayan devleti alide…
Haaaa!
Diyoruz ya sürekli: “Salgından sonraki dönemde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diye…
Hah işte!
Şu kadarını bilin!
Devlet var ya devlet, o da eski devlet olmayacak…
