YALAKALIK MEMURUN ORUCUNU BOZAR MI?

Bugünkü yazımız devlette var olduğu toplumda her daim söylenilegelen bir davranış biçimi üzere entelektüel bir tartışma meydana getirmektir.
Bilindiği üzere 1929 yılında dünyada büyük ekonomik kriz yaşanmıştı. Bunun için teoride ve pratikte çözüm arayışlarına gidilmiş ve devletin ekonomik sisteme müdahalesini öngören Keynesyen politikalar oluşturulmuştur.
Bu politikalar Türkiye Cumhuriyeti gibi savaştan çıkmış yorgun ülkelerde yalnızca ekonomik alanda etki oluşturmamış aynı zamanda devletin idari kesiminde garip bir anlayış meydana getirmiştir.
Bu garip anlayış sisteminin gelişim süreci ve konunun açılımı uzun. Ancak örnek vermek gerekirse mesela yaptığı işi aldığı ücretin bir gereği olarak değil de sanki amirinin gönlünü hoş tutmak için yapan memurların varlığı gibi anlayışlar…
Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Birkaç örnek daha verecek olursak bir memurun başka bir memur hakkında dedikodu çıkarması veya o anda iktidarda olan hükümetin siyasal görüşü ne ise o görüşe sahip olmayan bir memuru daha da kötüleyerek suç olmasa bile hükümet taraftarı olmadığı için ispiyonlaması veya amirine hoş görünebilmek için amirinin sevdiği şeyleri sürekli amirine hissettirerek yapmaya çalışması veya yapmış gibi görünmesi veya amirine iltifatlar sıralaması ve amirinin yaptıklarını sanki dünyada hiç yapılmamış bir iş olarak gösterip erdemli bir amirle çalıştığını ima etmesi…
Bunları daha çok örneklendirmek mümkündür, ancak şu anda Mübarek ramazan ayında bulunduğumuz için bu tür davranışların oruçlu iken yapılması halinde orucun bozulup bozulmayacağı merak konusu oldu…
Elbette bu tür bir konuda şahsımın uzman olmadığını ve görüş bildiremeyecek konumda olmadığını ifade etmem de fayda var. Bu konuda temelde Diyanet İşleri Başkanlığının görüşü önemli. Ancak herkesin bildiği üzere kendini fetva konumunda hissedenleri de göz ardı etmemek gerek
Kaldı ki onlara fikir sorulmaması onları incitebilir. Hevesleri kalmaması bakımından onlar kendilerini fetva konusunda yetkili sayıyorlarsa onların görüşlerini de dinleyebiliriz.
Fakat belirtmek gerekir ki bu yazının amacı böyle bir konuyu açarak ramazanda farklı bir tartışma konusu oluşturmak. Çünkü ramazan ayı geldiğinde; abdest aldığımda ağzıma su değdi “acaba orucum bozuldu mu”; yemeklere baktım ağzım sulandı ”acaba orucum sakatlandı mı” gibi bol keseden ve cehalet kokan ucuz tartışmalara bir yenisini eklemek.
Evet tartışma konuları şunlar;
“yalakalık yapan memurun orucu bozulur mu?”,
“yalakalık yapan memurun orucu için diyet gerekir mi?”,
“yalakalık yapan memurun sonrasında ağzını yıkaması halinde orucu bozulmayabilir mi?”,
“ramazanda yalakalık yapılması caiz midir?”,
“yalakalık yapıldığında oruç bozulursa kaç gün oruç tutmak gerekir”…
İşte her ramazan ayı geldiğinde toplumu meşgul eden cahilane sorulara karşılık bir de bu tür zulümkâr sorular eklenirse en azından yalakalık yapan memurların dinen günaha girmeleri önlenebilir.
Bakıldığında bu tür memurların varlığı tartışmalıdır. Çünkü kimse böyle bir şeyi kabul etmez. Yani kimse ben yalakayım o halde bakayım orucum bozuluyormuymuş demez.
O nedenle üstüme vazife değil ama meraktan soruyorum ve bilen varsa cevaplasın “yakalık oruç bozar mı?”…