Dizi yapımcılarının elbette bu itham karşısında bir savunmaları vardır. Duymazdan gelerek işlerine devam da edebilirler, çünkü paralar geliyor(!).
Kültür Bakanlığı ve RTÜK de müdahale etmeli, etmiyor!
Zehir, TDK’ ya göre “organizmaya girdiğinde, kimyasal etkisiyle fizyolojik işlevleri bozan ve miktarına göre canlının ölümüne yol açabilen madde” demek. Organizmaya değil de beyne veya zihne yerleşen zararlı, agresif, katil düşünceler, ben odaklı oluşumlar, organize suç örgütü güzellemeleri ise toplumun bilinç altını bozmaktadır. Suç bilinç altına yerleşmektedir. Ve toplumda kontrol altına alınamaz para, güç arzusu uyandırma ve suç işlemeği basit ve gerekli gibi gösteren diziler, bırakın dünyayı önce bizim Türk Milletinin manevi yapısını bozmaktadır.
“Dalını budağını kesin, hiçbir şeyini bırakmayın, yakın yıkın, öldürün, öldürelim başka yolu yok” emri veya tavsiyeleri birçok dizide vardır. Hırsızlığı, hırsızı kutsayan, her türlü kaçakçılıktan çok çok büyük paralar kazanmanın bir seçenek olduğunu vurgulayan her cümle toplumun altına bir dinamit koymaktan farksızdır.
Cinayetleri basit göstermek çok yanlış ve hatadır. Şiddetin türlüsünü sunarken insanları şiddete maruz bırakarak öldürmeyi haklı göstermek ve insanların ölen için “oh oldu” demesini sağlamak büyük bir vicdansızlıktır.
İpe sapa gelmez şiddet konuşmaları, genç yaşlı kişilerin silah, bıçak kullanmaları, kabadayılığın kutsanması, akıl almaz yeni versiyon tehdit cümleleri dimağlarda tamiri mümkün olmayan yaralar açmaktadır. Ve öldürmenin ve öldürüp cesedi saklamanın bir noktada yollarını öğretiyor.
Dizilerin ahlak kuralları ise birçok toplumun kabul edemeyeceği şekilde gelişiyor. İhanetler, ensest ilişkiler, isyankâr kadınlar, erkekler, çocuklar, tatminsiz vicdanlar, namussuzluktan utanmayan şahıslar, ihanet, sertlik, şiddet, yalan, dolan, dedikodu, tuzak kurmalar, iftiralar ve bunların yapılmasını zekâ veya kişilik hakkı gibi gösteren gelişmeler insanlara yok artık dedirtiyor.
Ve ne yazık ki; insanlar gördükleri iyi ve kötü şeyleri modellemek gibi bir alışkanlığa sahipler. Oralardaki kanunsuzların yaşadıkları lüks içindeki hayat tarzı birçok insan için özendirici ve gerçek hayattan koparıcı etkiler oluşturabilir.
Para her şey demek değildir, ahlak, vicdan, manevi değerler, insan ve insan sevgisi içermeyen, hayvan ve doğa sevgisi barındırmayan, topluma bilgi ve gelişmeyle ilgili ipuçları vermeyen her dizi, film, görsel medya ve yazılı basın içerikleri zararlıdır. Bütün yapıtların olmazsa olması, sevgi, saygı, nezaket ve iyilik içermelidir. İnsanların ufkunu açacak, ahlakın, dürüstlüğün, çalışkanlığın, asil ve onurlu olmanın, mütevazı ve şahsiyetli olmanın önemini anlatan yapıtlara muhtacız!