Yapmayanlardan bize ne; biz, her yıl, bir ay bunu yapanlardanız. Bugün de nefsimizi terbiye etmeye başlamamızın birinci günü. Ve bu satırlar yazıldığında yılan hikâyesine dönen İstanbul seçimleri için, yapılan itirazların neticesi bugün YSK tarafından açıklanacakmış!

Tesadüfe bakın siz!

Ne pahasına olursa olsun kazanma hırsı ile adalet asaletinin girdiği yarışın kazananı bugün karara bağlanacak.

Sıkı mı bağlanır, gevşek mi bırakılır, bunu bilemeyiz elbet. Tek istenilen ise bu bağlamanın bir kördüğüme dönüşmemesi.

Kutsal ayda, adaletin kutsallığı söz konusu ise, tüm ülkenin bu kararı beklemesi ve merak etmesi kadar doğal bir şey olamaz.

Sen, Erzurum'da bir köşede adalet dilenen fikir fakiri birisin, neyine gerek senin İstanbul seçimi, demeyin sakın!

Siyaset gemisinde bir dümen çevriliyor ise, biz de bu geminin bir miçosu olarak, kaptana aldırmadan bir filikaya atlar, açılırız kendi fikir denizimize.

Bu geminin lüks kamaralarından, kaptan köşkünden, çarkından, dümeninden ve güvertesinden bize ne, demek olmaz elbet; ama bu rota bize yaramaz, demek de hakkımızdır.

Dedik ya kutsal ayın başındayız işte.

Belli ki bu ayın başından, sonuna kadar bu seçim meselesi konuşulacak.

Her yıl, "hocaaam, sakız çiğnemek oruç kaçırır mı; ya da denize girersek orucumuz bozulur mu," saçma sorularının yerine, siyasetteki saçmalıkları dinlemeye hazır olmak gerek.

Göreceksiniz, bu seçimle ilgili tartışmalar sakız ve deniz meselesini aratmayacaktır.

Ve bunlar bu ay da sürüp giderken, askerlerimiz şehit olmaya, İsrail Filistin'i vurmaya devam edecektir.

Şehitlerimizi uğurlarken, hakkımızı helal edeceğiz; ama bu şehitlerin, bizlere haklarını helal edip etmediğini hiç bilemeyeceğiz!

Ve yine birileri televizyonlarda bu ayın faziletlerini ve dinimizi bize anlatarak cukkalarını doldururken mutlaka orucun önemini de anlatacaklar. Ancak, bu muhteremlere bazı soruları sormak her zamanki gibi yasaklanacak veya ayıplanacaktır.

Mesela, "hocaaam, iftira atamak, yalan söylemek, hak yemek, halkı kandırmak, adaletsiz davranmak orucu bozar mı," sorusu sorulamaz, sorulsa da cevap alınamaz!

Hele, dinimizi çıkar karşılığı anlatan bu kişilere, Âl-i İmrân Suresi'nin 187. Ayeti'nin mealini bırakın sormayı, ima etmek bile bu muhteremlere karşı yapılan en büyük ayıp ve saygısızlık sayılır! (Merak eden bu ayete bir yol göz atsın.) Zinhar, böyle bir soruyu bu tür muhteremlere yöneltmeye kalkmayın, sizin orucunuz bozulur ve günahkâr olursunuz.

Oruçluyken harici olarak bir gıda alırsanız, elbet orucunuzu korumamış olursunuz ve bozulur; bu da böyle emredilmiştir, böyle bilinir.

Peki, ahlaksızlığın ve vicdansızlığın ve de adaletsizliğin ruhu bozduğunu bugüne kadar kaç kişi söylemiştir!?

Ne diyelim ki!

Hz. Ömer'in adaletini çoktan unuttuk; Allah Hz. Eyüp'ün sabrını versin!

Ve iftar soframızdaki iki zeytinle bir tas çorbamız için şükredelim!

Bugün YSK İstanbul seçimleri için yapılan itirazları karara bağlayacak.

Umarız kördüğüm olmaz!

Siyasete ve ekonomiye ve de yaşananlara baktığımızda, şimdilik sıtmaya razı olmaktan başka çare yok gibi!

Acaba sıtma nöbetleri orucu bozar mı?

Bunu da cukkalı muhteremlere sormak gerek!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.