Bıden'in ABD Başkanı seçilmesi ile birlikte, Irak ve Suriye’de siyasi ve terörize hareketlerde yeniden kıpırdanmaya başlamış, Yahudi taşeronu Barzani ve Salih Müslim yeniden ön plana çıkmaya başlamışlardır.

Dün Irak’ın bölünmesine zemin hazırlamak için peşmergeye verilen askeri ve ekonomik destek Irak’ın Kuzeyinde Kukla Kürdistan’ı doğurmuş,

ABD Başkanı Trump'un PYD'ye silah desteği yasasını onaylaması ile birlikte; PYD'ye sağlanan askeri lojistik destek Suriye’nin kuzeyinde ülkemize sınır Kukla Kürdistan’ın temellerinin atılmasına zemin hazırlamış, yine Yahudi taşeronu Putin'in de Suriye üzerindeki tasarrufu Trump ile özdeş olup,

Aslında her iki hamlede ve Irak ile Suriye üzerinde tasarrufta bulunmaya çalışan; ABD ve Rusya, Yahudi taşeronu liderleri üzerinden aslında Ülkemizin Güneydoğu Anadolu'sunu da kapsayan dünyadaki tüm Yahudilerin kutsal ittifakı ve ideali Nil’den Fırat’a ARZ-I MEV'UD idealini sağlayabilmektir.

DEAŞ'ta, Barzani de, PKK, PYD, YPG vb bölgedeki birçok örgüt ve bunlara hami devlet ve siyasi teşekküller Kutsal Yahudi idealinin birer taşeronu bu unsurların kullandığı siyasi ve dini otoriteler ise piyondan ibarettir.

Türkiye’nin ve ülkemizi idare edenlerin tek şansı ve çaresi Suriye’nin ve Irak’ın bütünlüğünü sağlayacak her türlü askeri, siyasi hamleyi ve bu ideale karşı ülkeler ve liderler ile yakınlaşmayı, anlaşmayı sağlanmalıdır.

Özellikle 1926 Ankara Antlaşması gereği Türkiye`ye Musul ve çevresindeki Kerkük, Süleymaniye, Telafer, Erbil ve Dohuk`u da içine alan 90 bin kilometrekarelik alan Irak'ın toprak bütünlüğünün sağlanması şartı ile Irak'a bırakılmış ve misak-i milli sınırları yeniden bu anlaşmaya göre çizilmiş olmasına rağmen;

Obama dönemi Ortadoğu projesi ile Irak'ı üçe bölen, akabinde Suriye'yi de bölünme kıvamına getiren, muhtemelen Türkiye ve İran’ında arzu mevud ideali etrafında bölünme hedef tahtasına yeniden koyulacak olan bu hassas ve kritik yeni dönemde,

Irak'ta ABD'yi, Suriye’de Rusya'yı taşeron olarak kullanan İsrail'i yabana atmamalı, onların politika ve stratejilerine alet asla olunmamalı, dün Irak’ın ve Suriye’nin başına koparılan kıyametin, yarın Türkiye ve İran üzerine de koparılacağı unutulmamalıdır.

Olur da önümüzdeki dönemlerde, Irak ve Suriye’de Barzani ve Salih Müslim aracılığı ile Bağımsız Kürdistan'ın ilanı ile birlikte,

Halep , İdlib, Belen, Reyhaniye, Barişa, Cisr-i Şuğur, Bâb-ı Cebbul, Menbic, Cebel-i Sem'an), Rakka, Deyr-i Zor (Resulayn, Aşare, Mesice, Ögmer, Ane), Süleymaniye (Gülanber, Baziyan, Şehirbazar), Musul (İmadiye, Zaho, Dohuk, Akara, Sincar) ve Kerkük (Revandiz, Köysançak, Rayine, Selahiye, Erbil) gibi bugün Türkiye sınırları dışında olan vilayetler Irak’ın toprak bütünlüğü için Irak'a bırakılmış Türkiye toprağıdır.

Bu bölgede bulunmamızın tarihsel ve stratejik gerekliliği bu yüzdendir.! Irak’ın ve Suriye’nin bölünmesi resmileşir ise Ankara antlaşmasının hükmü otomotikmen ortadan kalkacak ve söz konusu Türk topraklarına garantörlük hakkımız yeniden doğacaktır ve bize neye mal olur ise olsun bu hakkımız bihakkın kullanılmalı,

Gerek ülkemizin bölünmesine karşı sathı müdafaa ve kontrolle önüne geçilmeli, gerekse bölgedeki Türkmenlerin ve mazlum diğer milletlerin hakkı ve hukuku korunmalıdır.

Aksi halde bu coğrafyada ödenecek bu Yahudi idealinin bedellerini tarih ve zaman sorumluların üzerine piyonluk kıymetinde bir uhrevi vebali yükleyecektir.

İşte ufku ve vizyonu ile HDP'nin ısrar ile kapatılmasını isteyen Liderimiz Devlet Bahçeli beyin asıl amacı HDP taşeronu aracılığı ile bölücülüğün siyasallaşmasının önüne geçip, ülkemizde Barzani ve Salih Müslim statüsüne benzer, Selahattin Demirtaş gibilere misyon ve vizyon yüklenmesinin önüne geçilmesidir.

İçimizdeki aklı evvel siyasetçiler, Selahattin Demirtaş’a özgürlük naraları atarken, aslında uhdemizde, yeni Barzani ve Salih Müslim fitnesine alet olduklarını asla unutmamalı, ihanet ve basiretsizliklerine bir son vermeli ve mili devlet aklına rücu etmelidirler.

Çünkü; Ülkemizin istiklali ve istikbali açısından etnik ve siyasi terörize unsurların siyasallaşması; bölünmemiz, kaos ve kargaşaya sürüklenmemiz açısından daha büyük tehlike olup, PKK, PYD gibi terörist unsurların terör örgütü olarak işlevselliği, meşru müdafaa ve müdahale hakkımızın meşruiyeti açısından, siyasallaşmasından daha hayırlıdır.

Ülkemizin İstiklali ve İstikbali noktasında, Güvenlik, sağlık ve ekonomik sorunların had safhada olduğu bu dönemde, teşbihte hata olmaz, kedi can derdinde iken kasap olup, et derdine, seçim derdine, Demirtaş, Berberoğlu, HDP derdine düşmek ihanettir vesselam.!

Selam-saygı-dua…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.