HAVADAN, SUDAN KONUŞMAYALIM!

Son zamanlarda ardı ardına ölüm olayları yaşıyoruz.
Genç yaşta kansere yakalanan dostlar, tanıdıklar, birer birer göçüyor dünyadan.
Geçenlerde Dere Mahallesi’nden çocukluk arkadaşım Yıldırım (Yılmaz) Şeker’i kaybetmiştik.
Akciğer kanserine yenik düşmüştü Yıldırım.
Yaşı 55 filan ancak vardı.
Bugün de yine Şeker ailesinin bir başka ferdi toprağa verilecek.
Yaşar Şeker.
O da illet hastalıktan muzdaripti.
Hastanede tedavi görürken rahmetli olmuş.
Allah her ikisine de rahmet etsin.
***
Yaşar da Yıldırım gibi üç aşağı beş yukarı aynı yaştaydı.
***
Bunlar benim bildiğim, duyduğum en yeni ölüm vakaları.
Siz de yakın çevrenizden illa ki birilerini son bir iki yıl içinde kaybetmişsinizdir.
Şöyle bi hafızanızı zorlayın, kimleri kaybettiğinizi hatırlarsınız illa ki.
***
Kabul, ölüm Allah’ın emri, ama insan sormadan da edemiyor:
“Acaba neden?”
Yani ölenlerin ölüm sebebi…
***
Kim merak etmez ki!
Erzurum’da bazı ölümcül hastalıklar kol mu geziyor, yoksa bana mı öyle geliyor!
***
Kalp hastalıklarında en önlerde gibiyiz.
Yaşı 50’yi bulmuş ben ve benim gibi birçok arkadaşımın kalbinden rahatsız olduğunu, anjiyo yapıldığını ve hatta bıçak altına yattığını biliyorum.
Kalp krizi geçirme yaşı neredeyse 30’lara filan düşmüş durumda.
Hocaların söylediği aynen böyle.
***
Kalp hastalıklarının dışında bir de kanser illeti yapıştı yakamıza da, acaba oranlar ne diyor?
Bunu öğrenmenin yolu var tabi ki.
Gelişmiş ülkelerde bilgisayarın bir tuşuna dokunmak yeterli oluyor.
Ama bizi bilemem!
***
Acaba bu şehrin bir ölüm ve hasta istatistiği var mıdır?
Bence olmalı.
Varsa şayet, yetkililer açıklayabilirler mi?
Mesela Çat Barajı’ndan su kullanmaya başladık ya…
Bir ölçü o olsun!
Hava kirliliği ve şiddetli soğuklar;
Bu da ikinci ana çizgi.
***
Son 5-6 yıl içinde kanser vakalarında ve kalp hastalıklarında bir artış olmuş mu?
Olmuşsa içme suyunun ve kirli havanın etkisi ne kadardır?
Merak ettiğim konu bunlar.
***
Gazete okuyorsanız, belki dikkatinizi çekmiştir.
Çin’in kuzey bölgesinde vatandaşa bedava kalitesiz kömür dağıtılmış.
Ortaya doğal olarak ciddi anlamda hava kirliliği çıkmış.
Hava kirliliğinin de insan ömrünü ortalama 5,5 yıl kısalttığı tespit edilmiş.
Çalışma ABD, İsrail ve Çinli bilim insanlarına ait.
***
Adamlar, kalitesiz kömürün kalp ve akciğer hastalıklarını tetiklediğini bilimsel anlamda koymuşlar orta yere.
***
Her ne kadar yaz mevsiminin en sıcak günlerini yaşıyorsak da, kış yaklaşıyor.
Daha geçen gün Erzurum’a vagon vagon kömür geldiğini gördüm.
Geçen yıl 30 bin tonun üstünde bedava kömür dağıtılmıştı bu şehirde.
***
Dağıtılan kömürlerin çok da kaliteli olduğu söylenemez.
Yerli kömür hem havayı kirletiyor, hem de ısıtmıyor.
***
Acaba bu kömür, akciğer ve kalp hastalıklarını tetiklemiş olabilir mi?
Yıldırım ve onun gibi gencecik insanlar akciğer kanserine yakalanmışsa, vardır mutlak bir sebebi.
***
Hepimiz bu şehirde yaşıyor, aynı havayı soluyor, aynı suyu yudumluyoruz.
Kimse, hele de kendini “bilim insanı” olarak gören üniversitelerimizin değerli hocaları, bu gerçekleri görmezden gelemez.
***
Vatandaş havadan ve sudan şikayetçi.
“Benim havam ve suyum temiz. En azından Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır değerlerinin altında” gibi gerekçeler çok da inandırıcı gelmiyor kimseye.
***
Güneş balçıkla sıvanmıyor.
Kirliliğin üstünü örtmek, var olanı yok’muş gibi göstermek ne yazık ki, Yıldırımlar’ı birer birer götürüyor.
***
Nuhi Demircioğlu’nun kulakları çınlasın.
Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma Merkezi’nin sorumlusu olarak Nuhi Hoca gerekeni yıllar önce söylemiş ve uyarısını da yapmıştı ya…
Bir taşlamadığımız kalmıştı kendisini.
***
Bana öyle geliyor ki, bir gün gelecek Nuhi Hoca’dan özür dilenecek de…
Kimin yüzü “özür diliyoruz hocam” demeye tutacak, işte bunu bilmiyorum.