Sabah uyandığınızda yeni güne başlamanın ve güzel bir gün geçirmenin umuduyla pencerenizi açıp, uzaktan da olsa baharın kokusunu ciğerlerinize doldurmak istersiniz.

Belki iki kolunuzu iki yana açarak ve derin derin gerinerek bedeninizdeki kanı hareketlendirerek uyku mahmurluğunuzu dağıttığınız da olmuştur.

Bir gecenin karanlığını daha bitirmiş, açılan yeni günün kapısından çıkarak yaşam kavganızda kazanmak için, işinize ya da işsizliğinize son vermek umuduyla ve demli bir bardak çayın keyfi ile eşiğinizi geçmektir niyetiniz.

Bu ay maaşınızın yeteceğini ve borçlarınızı ödeyebileceğinizi veya bu sabah bir iş bulabileceğinizi hayal etmekte hiç bir sakınca yoktur.

Edebilirsiniz!

Veya karşınızdaki dağlara bakarak, çıplak bir kısrağın sırtında, hasretini çektiğiniz sevdiğinize sarı süsen topladığınızı da düşleyebilirsiniz.

Bunda da bir sakınca yok!

Sabah haberlerini dinlemek için, televizyonunuzu veya radyonuzu açtığınızda beklentiniz spikerin ağzından şunların dökülmesidir. "Dün gece geç saatlerde Sayın Cumhurbaşkanımız, tüm parti liderlerini toplayarak, ekonomideki sıkıntıyı gidermek ve ülke genelinde kardeşlik bağını güçlendirmek için Atatürk ve ilkeleri ışığında istişarelerde bulundu.. Ve PKK denilen kanlı örgüt tamamen tükendi..Ve dün hiçbir çocuğa cinsel tacizde bulunulmadı.. Ve kadın cinayeti yaşanmadı.."

Bu haberleri izlemek veya dinlemek isteyebilirsiniz, bunda da bir sakınca yok; ama çok beklersiniz!

Beklentiler, istekler, umutlar ve düşler her zaman güzeldir; ama gerçeklerin yüzü hiç de öyle değildir.

Gerçeklerin haberleri ise sizi belki de sabah uyandığınıza pişman edecektir.

"İşsizlik her geçen gün artarken Türk parası da kan kaybetmeye devam ediyor.."

Başka bir haber.

"Balıkesir Kurtdereli Spor Salonu'nun duvarında Mustafa Kemal Atatürk'ün “Ben sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünün salon yöneticilerinin talimatıyla kaldırıldığı öğrenildi.."

Yorum sizin, ya "iyi oldu, zaten zekaya ve ahlaka gerek yok," dersiniz; ya da acı acı gülümsersiniz!

Başka bir habere gelir sıra.

"Boğaziçi İslam Topluluğu ve İslam Araştırmaları Topluluğu tarafından düzenlenen organizasyonda Atatürk'ten “şeytan” olarak bahseden Yunan asıllı İngiliz yazar Tzortzis, salondaki Türk öğrencilerden büyük alkış aldı.."

Yine yorum sizin.

Yunan asıllı bir yazarın bunu söylemesini, geçmişteki kuyruk acılarını düşünerek, "senin böyle söylemenin Ege Denizi'ndeki damla kadar önemi yok; ama seni orada konuşturan ve seni alkışlayan vicdansız ve de ihanet kokan alkışlar çok önemli, çok yaralayıcı," diye düşünürsünüz; ya da keşke Yunan kazansaydı, diyen birilerine şerefsizce hak verirsiniz!

Başka bir haber.

"12 Eylül askeri darbesinin simge isimlerinden biri olan, işkenceci Mamak Cezaevi Müdürü Emekli Albay Raci Tetik, 2012 yılından bu yana kaldığı Çamlıca Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde 88 yaşında yaşamını yitirdi.."

Yine yorum sizde.

Ya rahmet okursunuz; ya da "cehennem yolu açık olsun," dersiniz.

Bu da sizin hayata ve insanlığa bakışınızı ortaya koyar.

Kim olursa olsun, geçmişini ölene kadar omuzlarında taşır. Öldükten sonra da o geçmişi toplumun zihnine bırakır ve kimi hayırla anılır, kimi de nefretle.

1980'de cezaevinde işkencelerle gencecik bedenlerin öldürülmesini sağlayan o kişilerin fikri, günümüzde başka bir şekilde ne yazık ki varlığını sürdürmekte.

İnsanlıktan uzak olan bu tür eylemler çocuklara tecavüzlerle, kadınlara olan siyasi ve psikolojik baskılarla, hayvanlara şiddetle ve de en önemlisi karşıt düşüncede olanlara keskin bıçak gibi hakaretlerle sürüp gitmekte.

İşkencenin en ağırı ise, var olan gerçeklerin yerine, toplumu yalanlara inandırma çabasıdır.

Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret edenlerin alkışlanmasıdır.

Bu işkenceler belki sizi öldürmez; ama hep askıda, falakada, çırılçıplak buz gibi suda, hayalarınıza bağlanan elektrikle, başınıza inen Haydar efendiyle yaşarsınız.

Ve gün gelir, bıyıklarınızda tütün sarısı, saçlarınızda ak, sokak sokak çocukluğunuzu ararsınız!

Geçmiş olsun!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.