Kafama taktım bir kere!

Bazı görüşler için incitici olabilir; ama olsun, kafama taktığım kasvetli bir kasket değil ki çıkarıp asayım askıya!

Madem ki ben kafama taktım, birileri de kafasına taksın isterim. Benden başkaları kafasız değil ya! Öyle ya, benimki kafa da başkalarınınki kafa değil mi yani!

Diyelim ki, diyerek varsayımlarla değil, var olanı söyleyeceğim.

Yeni doğmuş bir koyun yavrusu olan kuzu, çok sevimli değil midir kuzum!

Yani süt kuzusu!

Güçsüz, çaresiz ve aynı zamanda sevimli hali kimi etkilemez ki!

Kucaklamak istersiniz ve kucaklarsınız. Öpmek istersiniz, öpersiniz. Sütünü, suyunu; yemini, otunu kendi ellerinizle verirsiniz. Ad bile koyarsınız! Belki asla unutmadığınız birinin adını, belki de asla kavuşamadığınız bir sevdanızın lakabını yakıştırır, öyle seslenirsiniz kuzunuza.

Kuzu size alışır, kendi ellerinizle beslediğiniz için size güvenir. Bahçenizde, tarlanızda; dağınızda, bağınızda nereye gitseniz ardınızdan ayrılmaz. Bir şeyden korktuğu zaman, size koşar, kucağınıza sığınır. Acıktığı zaman gözlerinizin içine bakar, susadığı zaman etrafınızda meleyerek dolaşır. Çünkü o kuzucuğun tek varlığı siz olmuşsunuzdur artık.

Ve zaman geçer, kuzu ya koyun olur ya da koç; koyun da olsa koç da olsa o küçük kuzucuğun şartlandığı bir şey vardır.

O da size güven!

Ve siz!

Ne yaparsınız?

Bir zamanlar elinizle beslediğiniz, avuçlarınızdan su içirdiğiniz, nereye gitseniz ardınızdan gelen ve artık koyun ya da koç olmuş bir zamanların kuzucuğunu kesersiniz, yersiniz; eğer kalbiniz buna dayanmaz ise satarsınız!

Elinizdeki bıçakla ona yaklaştığınızda; ya da satıldığında ne hisseder acaba!

His yoktur, diyebilirsiniz; ama bir şartlanma vardır. O şartlanma da size olan güvendir!

Zaten his ve düşüncesi olsaydı, sizin bu ihanetiniz karşısında ağlamaz mıydı yani!

..

Dedim ya! Kafama takıyorum, biraz da siz kafanıza takın!

Kafanıza takın; çünkü, bu kuzu ile insan ilişkisini boşuna anlatmaya çalışmadık.

Bunu ister bireysel olarak düşünün, ister devlet ve halk olarak anlayın.

Bireysel olarak düşünürseniz, size iyilik yapan ve güvendiğiniz biri, sizi her zaman kendi çıkarı için öldürebilir ya da satabilir. Bu en fazla sizi ağlatır; ama metaforu devlet ve halk olarak anlarsak- ki kafama takılan budur işte- devlet, kuzu iken millet tarafından büyütülen bir koç mudur; yoksa millet, devletine güvenen bir koyun mudur?

Kesilmek ya da kurban vakti kurban edilmek veya satılmak!

Derken efendim, ulu bir sözü anmadan geçmek olmaz, "insanı yaşat ki devlet yaşasın!" Bir sulu söz de bizden olsun, "devleti yaşat ki insan yaşasın!"

Öylesine kafama taktım işte!

Kafama taktığım bu kasvetli kasketi bir kalpakla değiştirmem gerekecek galiba!

Fes başıma, püskülü ben olayım, diyecek değilim ya!

Değil mi yani!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.