Virüs falan diyoruz da; bizim ülkemizde aslında virüsten daha beter bir hal daha var; o da soysuzluk!
Yani hem bu ülkede yaşıyor olup, hem de bu ülkenin ocağına incir ağacı dikmeye çalışmak da, ne bilelim yani…
Olsa olsa soysuzluk olur, öyle değil mi?
Hakikaten de ya!
Bir insan nasıl bu kadar soysuz olabilir ki!
Bir insan bindiği dalı kesmeye neden bu kadar hevesli olabilir ki!
Ya da…
Bir insan kucağına oturduğunun sakalını neden yolma ihtiyacı hisseder ki!
Bunu aklımız almıyor hiç…
Nankörlük deseniz, bir yere kadar…
Cahillik deseniz, mümkün değil…
Eeee…
Ne kaldı geriye?
Ne kalacak, bildiğiniz soysuzluk işte…
Ve bu soysuzlar son zamanlarda en çok da MHP ve Genel Başkan Dr. Devlet Bahçeli ile uğraşmakla meşgul…
Çünkü biliyorlar ki, önlerindeki en büyük engel bu çatı…
Yol ve yöntemleri ne peki?
“Devlet Bahçeli’nin durumu çok kritik!”
“MHP Lideri vefat etti!”
“Bahçeli hastaneye kaldırıldı!
Falan da filan…
Maksat belli:
Toplumda karmaşa ve kaos ortamı oluşturmak; kamuoyuna bir belirsizlik ve endişe algısı pompalamak…
Ulan!
Yer mi bunu Anadolu çocuğu?
Senelerce bu yolla millete hayatı dar ettiniz, zehrettiniz… Ekonomiye yön verdiniz, paraya yol verdiniz…
Adına “ağaç sevgisi” diyerek, on binlerce insanı parklara ve sokaklara döken de yine sizlerdiniz…
Doğru…
O zaman işler öyle yürüyordu, değil mi?
Ama şimdi öyle değil beyler!
Şimdi millet ne diyorsa, o oluyor…
Millet neyi istiyorsa, o gerçekleşiyor…
Gelelim MHP Lideri Bahçeli’ye…
Şu kadarını bilin, size yeter!
Sizi sıpırtmaya, çıktığınız inlere geri sokmaya ve sizleri tir tir titretmeye Sayın Bahçeli’nin ismi bile yetiyor…
Genel Başkanlığını yaptığı MHP’yi…
Ve bu davaya ömrünü adamış milyonları hiç hesaba katmıyoruz bile…
Dolayısıyla…
Bu mesele sizi aşar aslanım!
