Erzurum'da Ramazan geceleri malum. Herkesin bir şekilde takıldığı bir grubu ve de yeri var. Ne zamandır biraraya gelemiyorduk. Sevgili vekilimiz Adnan Yılmaz ile birlikteydik dün gece de. Yürüdük Cumhuriyet Caddesi'nde bir süre.. Gelip geçenin selam sabahından, çalan telefondan, arayan sorandan bir elimiz olmadı ki Adnan bey ile de şu 'Büyükşehir işi'ni bir konuşalım. Hoş Adnan beyin Büyükşehir adayı konusundaki düşüncesini biliyordum ama biraz da işte bu düşüncesini enine-boyuna bir konuşalım istedim. Adnan Yılmaz'ın, ''Başbakan kimi aday gösterirse benim adayım o'' şeklindeki düşüncesidir benim ilgimi çeken ve biraz üzerinde konuşmak istediğim konu!
***
Acizane ben her zaman ne olursa olsun tarafını belli eden, taraf olan adama nedense çok saygı duymuşumdur.. Hoş Adnan beye bir saygısızlığım elbette yoktur ama nedense bahse konu bu düşüncesi çok da katıldığım bir düşünce değil! Adnan ağabeyinin yaptığı çok 'kolay' bir iş! Suya sabuna dokunulmayan, 'gelen ağam-giden paşam' bir düşüncedir o düşünce! Ve galiba Erzurum da ne çektiyse elbette ki o düşüncenin yoğunluğundan çekti!
***
İlk bakışta elbette ki doğru gelen, mantığa dayanan, hele de bahse konu iktidar partisinde biraz da olması gereken bu düşüncenin altında aslında 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' zihniyeti gelir ki, o daha kötüdür. Ben 'o kafa'yı çok iyi tanıyorum! Çünkü 'o kafa', aynı zamanda 'Odunu koysan kazanır'ın tescilidir, haklılığını ortaya koyan bir 'legalite'dir! Haddimi aşmayayım ama, dikkat çekiyorum! Herkese şirin görünmek, mavi boncuk dağıtmak, o seçimi kotarır ama gelecek nesilleri de bir şekilde 'yığın'a dönüştürebilir!
***
Adnan Yılmaz, benim 20 yıldan fazladır tanıdığım bir isimdir. Çok sevdiğim ve de taktir ettiğim özellikleri vardır. Bulunduğu konumu öpüp başına koyan, her fırsatta kendisine tanınan bu şansı bir 'ganimet' bilen ve bundan dolayı da bu fırsatı tanıyanlara duacı olan Adnan ağabeyi, elbette kolayı seçmiş, belki de doğrusunu da yapmış! Kaldı ki zaten Başbakan kimi aday ederse elbette, fazla şansı da yok, onu kabul etmek zorunda.. Bunu hoş bilmeyecek ne var? Herkes gibi o da bu iradeye elbette 'evet' diyecek. İşte tam da dediğim o! Şehire dair idrak kırıntısı! Şehrin gerçekleri ile alakalı, estetik kaygı taşınan, gelecek seçimleri değil geecek nesilleri düşünen bir anlayış için o iradeye katkı sağlamak en doğrusu değil mi?
***
Vallahi ben nihayetinde bir seçmenim! Bir şekilde önüme gelecek olan sandığa gidip o oyumu kullanacağım! Ama ben oyumu kullanırken verdiğim aday bir defa haketmeli! İnanın Ahmet Küçükler, Murat Kılıç, Muzaffer Gülyurt veya Bekir Korkmaz, şu veya bumeselesi değil o mesele! Nihayetinde bir isim belirleniyor adaylık için. Ama işte o aday belirlenirken ben il'i temsil eden vekilin de bir şekilde dahlinin olmasından yanayım. Hele de tüm vekillerin de ortak ittifakıyla bir kanaat! Ballı kaymak olur valla! Ben şahsen vekilimin de dahliyle bir adayın gösterilmesinden yanayım ve galiba da en şıkı odur. Adnan bey en azından, ' Şu anda görevde bir başkanımız var. Onun yanında o göreve talipli arkadaşlarımız da mevcut. Yapılacak anketleri de değerlendirerek sağlıklı bir sonuca varır, bir isimde mutabık kalır, ondan sonra da Başbakanımızın kararını bekleriz' dese, daha mı iyi olurdu, ne? Doğrusu bu şehirde güçlü siyasi partilerin 'Odunu koysam kazanır' düşüncesinden bir şekilde sıyrılmasıdır muradım!
***
Bir defa isim verdim, çocukla aram açıldı. Ben Adnan beyi biraz da bizim gazeteci arkadaşlardan birisine benzetiyorum bu tutumuyla! Bu arkadaşımız her sene Cemiyetin açtığı yarışmalarda ödül alırdı! Ama her zaman! Her yıl mutlaka bir ödülü vardı. Niye, çünkü o arkadaşımızın gelen her cemiyet yönetimi ile arası iyi olurdu da ondan! Çünkü o hep 'imam', ben veya ben gibi zaman zaman yönetimlere karşı olanlarımız da 'papaz'! O arkadaşı da eleştirmiyorum. Doğasında yok karşıda olmak! Ötekileşmek onun kitabında yazmaz! Ama sonunda ne oldu? Vallahi bana göre 'efendi çocuk' ve de 'evinde bir sürü ödülü' oldu, o kadar! Allah işini rast getirsin. Vallahi ben dönüp arkama bakıyorum, aldığım ödüllerin bir çoğu da paslandı, ismim bile silindi, okunmuyor bile şimdi!
***
Özetle, ne kötü ki Adnan bey de haklı ama galiba ben de!
---
NOT: Mübarek Kadir Gecenizi kutlar, her şeyin gönlünüzden geçtiği gibi olmasını temenni ederim.