YENİ BİR YOL HARİTASI LAZIM!

Çok yıpranmışız, çok!
Hani dün itibariyle yeni normallere geçişin ilk adımı atıldı ya; insanların yüzüne renk geldi gerçekten de…
Lokantalar, çay ocakları, kafelar, restoranlar, yolculuklar, uçuşlar, falan, filan…
Sizin de dikkatinizi çekmiştir; şehrin üzerindeki atmosfer bile bambaşka bir hale bürünmüştü dün…
Esnaf sevinçli, heyecanlı…
İnsanlar daha bir enerjik, daha bir atak…
Yol kenarlarında çaylarını yudumlayanların yüzlerindeki tebessüm bile mutluluğun gerçek tarifiydi sanki de…
Sahi!
Düşünüyoruz da, gözle bile göremediğimiz bir düşman bizi ne hallere soktu; evlere kapattı, uzaklaştırdı, aylarca yüzümüzde bir bez parçasıyla dolaştık, ki, dolaşmaya da devam ediyoruz yine…
Meğer ne sıkıntılar çekmişiz!
Meğer nelere katlanmışız da, haberimiz yokmuş!
Esnafı düşünün mesela!
Aylarca kepenk kapattı, borçlandı, zarar etti, gıkı çıkmadı…
Yaşlıları düşünün mesela!
Aylarca kilit altındaymış gibi dışarıya başını bile çıkartamadı!
Çocuklar da öyle…
Aylardır sokak yüzü gördükleri yok…
Ve daha neler neler…
Bakmayın siz öyle “salgın” falan diyerek geçtiğimize…
Aslında çok büyük bir yükmüş sırtımızda dolaştırdığımız; evimize, barkımıza, işimize ve gücümüze musallat ettirdiğimiz şey…
Ve şimdi yeni bir dönem…
Ümit ediyoruz ki; bu sıkıntılı süreci bir an önce geride bırakıp, yaralarımızı sarmak suretiyle yolumuza devam edebilelim…
Çünkü esnaf bitap düşmüş…
Vatandaşın morali alt-üst…
Herkes sanki de uzun zamandır memleketinden uzakmış da, aylar sonra yeniden geriye dönmüş gibi hissediyor kendisini…
Yalnız ve garip…
Şaşkın ve çaresiz…
Dün de ifade etmiştik!
Salgınla mücadele sürecini başarıyla yönettik ve bugünlere geldik; başarılı bir mücadele sürecini de bundan sonrası için yönetmeliyiz…
Altını çizelim hemen!
Ahali bu yükün altından tek başına kesinlikle kalkamaz, çünkü üç ay önce bıraktığımızın çok ötesinde bir yerdeyiz artık…
Hal böyle iken yediden yetmişe hepimiz, hükümetin yeni döneme dair hazırlayacağı bir yol haritasına muhtacız…
İki kere iki, eşittir dört!