DOĞUTÜRK
2020-02-18 10:07:19

Kadir Sabuncuoğlu, Erzurum’un yarım yüzyılına ayna tuttu…

Mehmet ŞENER

mehmetysener@mynet.com 18 Şubat 2020, 10:07

Meslek büyüklerimiz, “her mesleğin emeklisi olur, ama gazetecinin emeklisi olmaz” derdi…

El-hak doğru…

Kendi yakım çevremden size onlarca örnek verebilirim, Seksenler dizisindeki Rukiye hanımının ifadesiyle “SSK’sı var mı SSK’sı?” kabilinden emekli olduğu halde, ne elinden kalemi ne de dilinden kelamı düşürmediler.

Bu fakir de o cümledendir…

Gazeteciyseniz eğer SSK’dan emekli de olmuş olsanız fark etmez, demek ki daha söyleyecek çok sözünüz var…

İşte size bir örnek:

Kadir Sabuncuoğlu…

Bordrolu meslek hayatı 41 yıl…

Siz kaç memur tanıyorsunuz aynı kurumda, aynı işte 41 yıl çalışılan…

Ama biz gazeteciler çalışıyoruz işte, hem de aynı meslekte hatta aynı çatı altında…

Kadir Sabuncuoğlu, bizden bir önceki kuşağın gazetecilerinden…

Yani bizim ustamız, ağabeyimiz…

Ayrı dönemlerde ikimiz de Hürriyet’te çalıştık.

O Hürriyet’in büro şefliğini yaptı, ben ise muhabirdim…

Kadir Sabuncuoğlu, SSK’dan emekli olduktan sonra, mesleğine hiç ara vermedi, başta yerel gazeteler olmak üzere hemen her ortamda bu şehre ve bu ülkeye dair fikirlerini, görüşlerini dile getirdi, genç meslektaşlarına örnek olmayı sürdürdü.

Bilmiyorum birgün ben de yazar mıyım! Kadir ağabeyi elini çabuk tuttu, o 41 yıla sığan ve tanık olduğu o sürece dahil ne yaşadıysa hepsini edebi bir dille kaleme aldı.

Abartı yok, itham yok, yalan yanlış yok…

Unuttuklarımızı hatırlattı, bilmediklerimizi anlattı…

İkinci kitabını çıkardı:

“Az gittik uzun gittik”

Sağ olsun ilk kitabı “Bir Ömür Bin Haber”de bu fakirden de övgüyle söz etmişti.

Kadir Sabuncuoğlu, yeni kitabında öncekinden farklı olarak, biraz da tarihe not düşecek konuları ve kişileri ele almış.

Misal; İbrahim Erkal…

Merhum İbrahim, benim de çok yakın bir dostum ve arkadaşımdı…

Fakat Kadir Sabuncuoğlu’nun, “Az gittik uzun gittik” eserinden öğreniyoruz ki aslında İbrahim Erkal’ın genç yaşta kaybettiği bir kız kardeşi varmış…

Bilmiyordum ya da rahmetli İbrahim anlatmıştı da ben hatırlamıyorum.

“Az gittik uzun gittik” adlı bu eser aslında bir İbrahim Erkal biyografisidir.

Kadir ağabeyi, otuz sayfadan fazla yer ayırmış İbrahim’e…

Rahmetlinin annesiyle, kız kardeşiyle ve yakınlarıyla görüşmüş, İbrahim’e dair ne varsa birinci elden sormuş ve cevaplarını yazmış.

Kıymetli hemşerimiz şair ve yazar Feridun Andaç’ın önsözünü yazdığı bu kıymetli eser, elbette ki yalnızca İbrahim Erkal’dan ibaret değil..

Kimler var kimler…

Rıfkı Danışman’dan, Erdal Güzel’e…

Şayet bu şehrin son kırk elli yılını merak ediyorsanız…

Size tavsiyem “Az gittik uzun gittik”i mutlaka okuyunuz.

Şimdi size kitabın tüm muhtevasını aktarırsam yazara haksızlık etmiş olurum…

Reyhani de o kitap da şeker fabrikası da…

Ne alaka diyorsanız eğer, alın okuyun göreceksiniz o alakayı…

Hani herkes “Ciğerim Fuat”ı bilir değil mi?

İşte öyle değil, Kadir ağabeyden dinleyin bir de Ciğerim Fuat’ı…

Ya Naim Hoca?

Erzurum’un saygıdeğer bir büyüğü, kıymetli bir evladı ve “Berber Naim”i..

Kadir Sabuncuoğlu, rahmetli Naim hocayı da bir güzel anlatmış ki sormayın gitsin…

Erzurum son kırk elli yılı yazılır da bu eser de Erzurumspor olmaz mı?

Hasılı, Kadir ağabeyi bir güzel harman yapmış ki keyfine doyum olmaz…

Bazıları hazzetmese de biz gazeteciler çoğu zaman biraz “ileri” gidiyoruz.

Kadir ağabeyi de öyle yapmış, 41 yıl aktif meslek hayatının ardından oturup bu şehrin yakın tarihine ışık tutmuş…

Kadir Sabuncuoğlu yazmamış olsaydı kaç kişi “Teyo Pehlivan”ın asıl adının Şeyih İde olduğunu bilecekti…

Ben bu değerli eseri neredeyse bir gecede okudum, size de şiddetle tavsiye ediyorum.

Okuyun…

Göreceksiniz ki Erzurum, bazılarının sandığı gibi ağaç kovuğundan çıkmış bir şehir değil…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.