DOĞUTÜRK
2015-03-23 07:57:36

GÖĞSÜNÜZDE KURŞUN GİBİ TAŞIYIN

İrfan Gürkan ÇELEBİ

gurkancelebi@gmail.com 23 Mart 2015, 07:57

 Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı
Ben aşkı, göğsümde kurşun gibi taşıyorum.
 
 
Ne çarpıcı anlatmış değil mi, usta şair Sezai Karakoç? Aşkın, tüm güzelliklerin bir arada toplandığı bir çiçek bahçesi olmadığını. Öyle olunca aşk sandığınız şeyin, tamamıyla bir yalan olduğunu. Sahtekarlıktan yüzleri kararmış milyonlarca adamın, her an etrafımızda dolandığını. Ne güzel anlatmış koca şair. 
 
Evet, ben de aşkı bir kurşun gibi göğsünde taşıyanların, bu acıyla yüceldiğine inananlardanım. Siz; söyleyin siz, yücelenlerden misiniz, yoksa sahtekârlardan mı?
 
Bu durumda, bir safa geçmek zor biliyorum! Sahtekâr olmak yüz kızartıcı, yücelmek, her yüreğin erebileceği mertebe değil. Ve siz sahtekârlar, kendinizi kandırmaya devam edip, kararmış yüzlerinize bakmadan, aşkıkurşun gibi göğsünüzde taşıdığınıza, bizi inandırmaya çalışacaksanız.
 Hemen gidin buradan!
 Biz zaten kendi yüreğimizle mücadele halindeyiz. Birde sizin ipe sapa gelmez yalanlarınızla uğraşacak halimiz yok!
 
Seviyorum diye, kaç kişiye nağmeler yağdırdınız? Ve kaçını azıcık olsun sevebildiniz? “Azıcık olsun”sevilemeyeceğini bile bile. Söyleyin! Bana, etrafınızdakilere değil, içinizden bağırarak kendinize söyleyin. Buna da cesaretiniz yoksa, artık susmayı deneyin. Susun ki, insan olmak iddianızı kaybetmeyesiniz.
 
Kimileri, aşkı güvenmekle eşdeğer zanneder. Yanlış! Aşk güvenmekten daha büyük bir şey olmalı. Öyle olmasa, göğsümüzde bir kurşun gibi taşımaya değer miydi sanırsınız?
 
Siz, aşkın karşılıklı olduğuna inanıyorsunuz. Biraz dürüst olun, sağdan soldan duyduklarınıza aldanıp “Asla öyle düşünmüyorum” demeyin. Biraz dürüst olun ne olur. Bize değilse bile kendinize. Biraz dürüst olun!
 
Aşk, karşılıksız yaşanır; doğru. Bu zamanlara göre bir iş olmasa gerek bu. Aşkı kurşun gibi göğsünde taşıyanlar, bu zamanların adamları olmasa gerek. Onlar, tüfeğin icat olmadığı, mertliğin bozulmadığı zamanların adamları. Kadın olun, erkek olun fark etmez, yüreğinizin içerisinde yaşayan koca yılanların, kıpırtısız size itaat edeceklerini söyleyip, kendinize güldürmeyin bizleri. Biz, bunun böyle olmadığını kendimizden biliriz.
 
Şimdiye kadar söylediklerime aldırmayın. Aşk olmasa, biter mi yaşam denilen karışık labirent? Biz kendimizi, dünün çorapları yamalı, yürekleri mangal gibi çocuklarından varsayalım. Ve aşkı göğsümüzde kurşun gibi taşıdığımızı bir an olsun unutmayalım.
 
Yalnız yaşayalım aşkı, kimselerin kirletemeyeceği kadar yalnız ve uzakta. Kapısını her çalana “kim o!” deyip durmasın aşk. Ben bunu çok seviyorum dediklerine bile, açmasın kapılarını aşk. Açarsa karşısına ne çıkacağıbilinmez. En tanıdıkların bile ne yapacakları hesap edilemez. Acı çekmekten uzak, bir gül bahçesi yaratın yüreğinizde demiyorum. Acıları alın içeri, onlar samimidir. Hiçbir acı yalancı olmaz, yaşandıktan sonra yabancıkalmaz. Mutluluk denilen makyajla parlatılmış, milyarlarca yıl önce ölmüş yıldızlara inanmayın diye uyarıyorum sizleri. Onlar göğsünüzde kurşun gibi taşıdığınız şeyi yok etmeye geliyorlar.
 
Bir açarsanız kapıları, ne olacağını kimse bilemez.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.